❇ Kıpkırmızı ve Gülüşler

1.3K 86 81
                                    

Quidditch takımı süpürgelerinden indiler ve sahanın ortasında toplandılar. Harry onlara hararetle bir şeyler söylüyordu. Hermione onlardan gözünü almıyor olsa da, ona hala bakmaya devam eden bakışların ateşiyle tedirgindi, diken üstündeydi. Çok geçmeden takım dağılıp Draco Malfoy zalim bakışlarını kızın yüzünden çektiğinde Hermione derin bir nefes alabildi.

Tribünlerdeki çoğu Gyrffindor'lu öğrenci merdivenlere doğru yönelirken, "Gidelim artık," dedi genç kız. Draco ona bakmadan ayağa kalktı ve birlikte merdivenlere doğru ilerlediler. Önde Draco, arkada Hermione merdivenlerden inerlerken genç kızı artık yeni bir telaş almıştı. Ron ve Harry'le konuşacaktı. Belki onları görmüşse Ginny'le de. Ama en korkutucusu en yakın iki arkadaşıydı kuşkusuz.

Draco ve Hermione sahada dağılmaya başlayan takımın yanına doğru giderlerken ikisi de sessizdi. Draco iki elini ceplerine yerleştirmişti ve dünya yıkılsa umurunda olmazmış gibi boş boş bakıyordu. Onun yanında yürüyen Hermione ise kendi dünyasının sarsılmaya başladığını düşünüyordu.

Harry ve Ron birbirlerine dönmüş hararetle bir şeyler konuşuyorlardı. Konunun ne olduğunu tahmin etmek zor değildi. Harry'nin kaşları çatılmıştı, bir eli sürekli havaya kalkıyordu, Ron'a o sırada ne söylüyorsa öfke kustuğu bir gerçekti. Ron ise kollarını göğsünde birleştirmişti, burnundan soluyordu ama yine de Harry'e göre öfkesinin kontrolü daha baskındı.

Onların bu halini gören Draco, "Sorguya hazır mısın, Granger?" dedi keyifsiz bir tonda. Cümlesinin aksine hiç de eğlenmiyormuş gibi duruyordu, yüzü kaskatıydı. 

Hermione cevaplamadı ve onların üzerine doğru yürümeye devam ettiler. O ara Ron kafasını kaldırdı ve ikisinin üzerlerine doğru geldiğini gördü. Göz bebekleri öfkeyle parladı ve bir eliyle Harry'nin göğsüne vurup dikkatini çekti. Harry, Ron'un hareketiyle konuşmayı bıraktı ve çatık kaşlarının altındaki mavi gözlerini ikisine dikti.

Hermione ufalıp yok olmak istedi. Onlara çok az bir ara kala Draco, "Saha senindir, Granger," dedi. Hermione bakışlarını kaldırıp yanındaki çocuğa dik dik baktı, Draco bu anı değerlendirdi ve ona can yakan bir şekilde göz kırptı. Pis pis sırıtarak Harry ve Ron'a baktı. "Onları alt etmeden dönme." dedi ve Hermione'yi yalnız bırakarak yanından ayrıldı. Sahanın bir diğer köşesinde ona bakan Katie Bell'e doğru yürürken Hermione ne düşüneceğini bilemiyordu.

Sonunda arkadaşlarının yanına geldiğinde, "Güzel bir oyundu." dedi keyifsiz keyifsiz.

Ron genç kıza dik dik baktı, Harry ise gözleriyle bir süre Draco'yu takip etti. "O niye senle oturdu?" dedi Harry sonunda sert bakışlarını genç Slytherin'liden çekerek.

Hermione normal bir şey söylüyormuş gibi, "Tek başına sıkılmış," dedi. "Maçı beraber izledik."

Ron'un dudakları şaşkınca aralandı ama bir şey demedi. Harry burnundan keskin bir nefes çekerek, yüzü kızarmış bir şekilde, "Beraber mi? Seni tehdit mi etti?" diye sordu.

Hermione neredeyse gülüyordu ama kendini zor tuttu. Harry bunu ciddi ciddi sormuştu ve ah, biricik arkadaşı bilmiyordu ki Hermione Draco'nun yanına oturmasından hiç rahatsız olmamış hatta sevinmişti bile. "Hayır." dedi sadece.

"O zaman neden onun yanına oturmasına izin verdin?" dedi genç kız geldiğinde beri konuşmayan Ron. Sesi insanın irkilmesini sağlayacak kadar sessizdi ve altında yatan ton uyarıcı nitelikteydi.

"Kalkıp gitse miydim?"

Harry, sanki Hermione ona küfretmiş gibi alıngan alıngan bakarak, "Evet." dedi. "Ya da ağzının payını verip yanından def olup gitmesini sağlayabilirdin."

MudPureBlood | Draco Malfoy & Hermione GrangerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin