❇ Gyrffindor Ortak Salonu

1.7K 79 15
                                    

"Şimdi doğru yataklara. Bip-bip." Dumbledore'un gür sesiyle Hermione silkelendi. Tüm binalar bu gergin konuşmanın ardından sanki bir yere yetişmeleri gerekiyormuş gibi aceleyle kalktılar masalarından.

Hermione ne gördüğünü biliyordu ama tüm o sel gibi akan kalabalık arasında tekrar görmek istediği şeyi göremedi. Gyrffindor öğrencileri Hufflepuff'la iç içe geçmiş bir şekilde altın varaklı kapıdan çıkıyorlardı. Harry, Ron ve Hermione de bu izdihama kapılıp, sel olup onları takip ettiler.

Gryffindor Ortak Salonu'na gelene kadar üçünden de ses çıkmamıştı. Şöminenin karşısında; bordo rengindeki kadife dokulu koltuğa kurulduklarında bu sessizliği bölen ilk kişi Ron oldu.

"Ne kadar da gergin bir karşılamaydı."

"Hogwarts bu yıl daha acayip bir yer olacak anlaşılan." dedi Seamus, yerdeki puflardan birine otururken. Neville de yanlarına gelmişti. Diğer Gryffindor öğrencileri hızla yatakhanelerine ayrılırlarken sadece Ginny ve Dean bir köşede oturup gülüşüyorlardı. Harry hızla etrafına bakarken fark etmişti bunu.

"Burada, Hogwarts'ta, güvendeyiz." dedi Harry.

Yanan şöminenin yaydığı ısıyla bir süre sessizliğe gömüldüler. Çok geçmeden Seamus, Neville'e yaz boyunca yaptığı birkaç şeyi anlatmaya başladı; Dumbledore'un konuşmasını çoktan unutmuş gibiydiler. Ron, kadife koltuktan kalkmış; metal köşe süslemeleri, üzerindeki beyaz küçük kadın heykeliyle yerdeki İran halısının ortasında duran masanın kenarında bağdaş kurmuştu. Elinde asasıyla heykelin canlanmasını sağlayan birkaç büyü yapıyordu. 

Harry, bir elini çenesinin altına koymuştu. Dumbledore'u ve konuşmasını düşünüyordu. Ortak Salon'un köşesinden gelen kıkırdama seslerinin düşüncelerinin önünü kesmesine izin vermedi.

Hermione ise elindeki kalın kitaplardan birini açmıştı ve normalde hiç yapmadığı bir şeyi yapıyordu -aynı sayfaya bakıyordu, kelimeleri hiçbir şekilde okuyamıyordu, gözünün önünden akan görüntülerle düşüncelerin kafasını esir almasına izin veriyordu. Tıpkı bugün trende olduğu gibi. Aklı; dün geceye gidiyordu, trende konuşulanlarla Dumbledore'un konuşması arasında mekik dokuyordu. 

Harry düşüncelerinden sıyrılan ilk kişi oldu. Aynı zamanda Hermione'nin kaşları çatılmış bir şekilde sürekli aynı sayfaya baktığını fark eden ilk kişi de olmuştu.

"Hermione," diye mırıldandı Harry.

Hermione sanki Harry büyük bir şeyi bölmüş, onu bir uykudan uyandırmış gibi olduğu yerde sıçramıştı. Bu ufak bir sıçramaydı ama Harry'nin gözünden kaçmamıştı.

"Sanırım o sayfayı anlamaya çalışıyorsun. Çok zor bir sayfa olmalı." dedi Harry çenesindeki elinin pozisyonunu değiştirmeden işaret parmağıyla kitabı göstererek.

"Ne?" dedi Hermione arkadaşına dönerek. Sonra demek istediğini anlayıp kitabı kapattı. "Hiç sadece, bakıyordum, uzun ve karmaşık cümleler vardı."

Harry hiç de öyle olduğunu sanmamasına rağmen sesini çıkarmadı. O sırada Neville ve Seamus birlikte ayağa kalktılar. "Saat geç oldu. Biz yatakhanelere gidiyoruz."

"Siz gidin, biz biraz daha otururuz." dedi Harry. Neville ve Seamus gözleri mahmurlu şekilde merdivenleri çıkarken Harry, köşede garip bir yakınlık içinde olan çifte bakmamaya dikkat etti.

Hermione, sanki bu anı bekliyormuş gibi lafa atladı hemen. "Harry, yalnız kaldığımıza göre Büyük Şölen'de nerede olduğunu anlatmaya başlayabilirsin." dedi Harry'nin kanamayı bırakmış burnunu da işaret ederek.

MudPureBlood | Draco Malfoy & Hermione GrangerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin