Bölüm 5| Rengarenk

20 6 87
                                    

Merhabalar sevgili HKG sakinleri^^

Bu bölüm biraz gecikti nedeni diğer kitabımın final olmasına üç bölüm vardı onu bitirip buraya geri döndüm.

Bir önceki bölümü kısa bulduğunuz için bu bölümü daha uzun yazmaya çalıştım ama çokta uzun değil. Uzun bölümlere karşıyım. Bence kısa bölümler daha güzel.

İyi okumalar ♡

___

Bölüm 5| Rengarenk

"...ömrüm gibi kara saçlarıma boyalar karışmış , rengarenk olmuştu..."

Kısa bir yürüyüşün ardından kahvaltı yerine gelmiştik. Bahçesi olan küçük bir mekandı. Bahçede birkaç masa ve sandalye vardı ve örme desenli olduğu için oldukça şıktı. Köşelerde olan ağaçlar oldukça canlı duruyordu. Mekanın duvarlarında, bahçenin köşelerinde, masaların üzerinde olan çeşit çeşit çiçekler ise en çok Aydın'ı memnun etmiş gibiydi.

"Aaa Gerbera çiçeği." Aydın'ın sesi ile dönüp hangi çiçeğe baktığına baktım. Pudra rengi bir çiçekti bu. İnce uzun bir sürü yaprağı vardı ve harika gözüküyordu.

"Bu çiçek saflık, sevgi, titizlik gibi bir çok anlama geliyor." Dediğinde Güven Can öne atlayıp bir tane koparttı. Ardından Hayal Su'yun yanına gidip saçına taktı. "Madem anlamı titizlik, o zaman bu çiçek en çok sana yakışır." Dediğinde karşısındaki kız resmen erimişti.

Ciddi çocuğun içinden romantik adam çıktı resmen. Ah aşk, sen nelere tabisin.

Ama bunlar biraz hızlı çıktı sanki öyle değil mi?

Aydın bu sefer başka bir çiçeğin yanına gitti ama bu çiçekte diğerlerine oranla daha fazla durduğu için merak edip yanına gittim ve baktığı çiçeği incelemeye başladım. Bu da pembe bir çiçekti ama az önceki çiçeğe oranla daha koyu bir pembe renge sahip ve yaprakları daha büyüktü. Pembe yaprakların kenarları hafif beyazdı. Mor renkli benekleri de oldukça hoştu. Orta taraflarında sarı şeyler vardı ve üzerinde turuncu yuvarlaklar vardı.

Fen dersini hiç sevmediğim için hocamız çiçeklerin bölümlerini anlatırken dinlememiştim o yüzden isimlerini tam olarak bilmiyorum.

"İsmi ne?" Diye sorduğum zaman "Lilyum çiçeği." Diye yanıtladı. Bu seferde "anlamı ne?" Diye sordum.

"Beyaz lilyum saflığı ve temizliği ifade eder. Temizlik derken gönül temizliği." Dediğinde gözlerim beyaz lilyumları buldu. Onlarda en az pembeler kadar güzeldi.

Ardından pembe olanı gösterip "şefkat." Dedi. Sarı olana dönüp "Güven." Dedi.

Güven Can oradan "efendim?" Diye seslendiğinde güldüm. "Yok sana demedim." Diyen Aydın ile Güven Can " tamam." Dedi.

Son olarak turuncu renkli olanı gösterdi. "Turuncu lilyumun anlamı ise benim için özelsin demek."

Turuncu lilyumdan bir tane koparıp köşede öylece duran Çiçek'in yanına gitti ve çekine çekine "Eee şey... senin için." Diyip ona verdi. Çiçek bir an afallasa da "teşekkür ederim." Diyip çiçeği Aydın'ın elinden aldı.

Aydın kaçarcasına Çiçek'in yanından ayrılıp boş bir masaya oturdu ve bize dönüp "ee hadi açlıktan ölelim mi?" Diye seslendi. Güven Can ve Hayal Su birlikte Aydın'ın oturduğu yere gidip yan yana oturdular. Umut ise Güven Can'ın yanındaki aynı zaman da Aydın'ın karşısındaki yere oturdu.

Yanlız Umut'un Aydın'a bakışları pek hayra alamet değil.

Bende Çiçek ile birlikte onların oturduğu masaya giderken Çiçek'e yaklaşıp elindeki turuncu lilyumu gösterdim ve "anlamı benim için özelsin demek." Diyip göz kırptım ve Aydın'ın yanındaki sandalyeyi Çiçek için boş bırakıp Hayal Su'yun karşısındaki sandalyeye oturdum.

Hayal Kurmak Güzeldir ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin