Bölüm 25| Zorluklar

9 5 9
                                    

Merhabalar, keyifli okumalar dilerim 💛

Kısa olduğu için bölüm 26'yı da birazdan atacağım.

"

Bölüm 25|Zorluklar

"...Ama bu engelleri kazandım sanıp kaybetmiştim ben tıpkı ödül sandığım hayallerimin cezam olması gibi..."

Gelecekte tüm işleri robotlar yapacak diyor insanoğlu, doğruluğu yanlışlığı tartışılır. Oysa gelecek değilde şimdiden başlamadı mı insanlığın bitmişliği? Bence başladı. Örneğin ben. Bir robot olmuştum adeta. Nereye git deseler gidiyor, ne yap deseler yapıyordum. Hayat benim için bundan ibaretti artık.

"Rüya'cım pastayı aldın mı?"

Telaşlı bir şekilde oradan oraya koşan Hayal Su gözüme bir an çok tatlı geldi. "Evet, buzdolabında."

"Umut meyveleri de aldın değil mi? Müstakbel kaynanam hastaneden çıkıyor, iyi bakmamız lazım."

"Evet, herşey tamam."

"Aydın camları açar mısın biraz hava alsın içerisi."

"Hay hay."

Hayal Su'yun bitmek bilmeyen heyecanı canımı sıkmaya başlamıştı. Güven Can'ın annesi bugün hastaneden taburcu olacak ve birkaç gün bizimle kalacaktı. Ona bir süpriz hazırlıyorduk ama Hayal Su arkadaşımız işi gereğinden fazla ciddiye almıştı.

Güven Can'ın annesinin iyileşmesi ve taburcu olması hepimizi mutlu etmişti ancak Hayal Su sanki cumhurbaşkanı gelecek gibi disiplinli çalışıyordu.

Mutfak masasına pasta tabaklarını çıkarırken mesaj geldi.

Aşkımın aşkımı'
Yenge Güven Can abimin annesi taburcu mu oluyor?

Evet canım, onun için hazırlık yapıyorduk bizde.

Aşkımın aşkımı'
Ooooo, kolay gelsin.

Çok sevindim.

Teşekürler canım, kendine iyi bak.

Aşkımın aşkımı'
Sende kendine iyi bak yengem <3

Telefonu cebime koyup işime kaldığım yerden devam etmeye başladım. Aşkım şuan yurtta kalıyordu ama birkaç ay sonra çıkacaktı.

"Rüya'm," bir masalsı sesleniş ve belimde hissettiğim elin masalsı dokunuşu ruhumu geziye çıkarmıştı yine. "Nasılsın?"

Gözlerimi kapattım, o da bana daha sıkı sarıldı. "Yorgun," fısıldama gibi çıkmıştı sesim. "Ne kadar dinlenirsem dinleneyim bu yorgunluğum geçmeyecek gibi hissediyorum."

Yaşamak zordu, karşımıza çıkan engellerle uğraşmak ayrı bir zor. Bende çok savaşmıştım gerçeklerle, ödülüm hayallerim olmuştu. Ama bu engelleri kazandım sanıp kaybetmiştim ben tıpkı ödül sandığım hayallerimin cezam olması gibi.

"Özür dilerim." Söylediğine kaşlarım çatıldı. "Seninle ilgilenemedim. İstersen dışarı çıkıp birşeyler yapabiliriz."

Teklifini başımla reddedip arkamı döndüm ve ela gözlere odaklandım. "Güven Can gelir şimdi annesi ve kardeşiyle."

"Gelsinler, diğerleri evde." Bir adım geri gidip ellerimi tuttu ve destek olurcasına sıktı. "Hem daha dün gördük ve geç kalmayız." Bir elini yanağıma koyup usul usul okşadı. "Sadece bir saat birlikte olalım. Başka şeylerle ilgilenmeden... Sadece sen ve ben... lütfen."

Birine hayır diyememek neden zordu benim için? Neden insanları üzmekten kaçıyordum, hep üzülen taraf olsam da? Neden tüm sorumluluk benim üstümde gibi hissediyordum?

Dünya içindekilerle dönüyordu ama sanki ben dünyadan bir parça değildim ve oradan oraya savruluyordum.

"Peki." Dediğimde gülümsedi ve alnıma kocaman bir öpücük bıraktı.

O gülüşte var oldum ben, sonra da kayboldum... sırada ne var peki? Yok olmak mı?

"

Nasıldı??

Sıradaki bölüme kaydırabilirsiniz :)

Hayal Kurmak Güzeldir ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin