Bölüm 24| Gerçekler

10 4 22
                                    

Upuzun bir aradan sonra merhabaaa

Son bölüm üzücüydü, ama olay örgüsü bunu gerektiriyordu. Adım adım finale gidiyoruz. Son beş altı bölüm diyebilirim.

Yeni sezonun ilk bölümü için keyifli okumalar diliyorum ♡

_

Bölüm 24|Gerçekler

"...Burası benim hayal dünyamdı, dışarısı ise gerçek dünya. Ben de gerçek dünyadan kaçıyordum, çünkü hayal kurmak bir kaçma yöntemi hayaller ise birer yalancıydı..."

2 yıl sonra...

Önünde durduğumuz binaya iki yıldır her gün gelmeme rağmen yine kapısının önünde durmuş, kendimde içeri geçecek cesareti bulmaya çalışıyordum. Aldığım nefesler bana yetmiyor, verdiğim nefesler de kalbimden parçalar alarak vücudumu terk ediyordu sanki. İki yıldır kalbime oturan bu sancı geçmek yerine her gün biraz daha artıyordu. Zevk almaya başladığım şeylerden zevk alamaz olmuştum. Bunun nedeninin düğün günü kaybettiğim Sultan abla olduğu doğruydu.

Ama kalbimdeki artan sancının asıl sebebi bu değildi.

Son kez bir işe yaramasa da derin bir nefes aldım ve yaşama amacıma çevirdim bakışlarımı. Ela gözlüme, kocama...

"Girelim mi?"

Her gün olduğu gibi yine benim kendimi hazır hissetmemi sabırla beklemişti. En ufak şeyde ben yıkılıyorken, o herşeye rağmen dimdik duruyordu.

Usul usul başımı salladım. "Girelim."

Tebessüm edip elini uzattı. Uzattığı eline elimi uzattım. Birkaç adımla kapıdan içeri girdiğimizde gözlerimi kapatıp açtım. İşte yine buradaydım, hayatıma başladığım yerde, acılarla, mutluluklarla, bazen korkarak, bazen sevinçle büyüdüğüm yerdeydim.

Yetimhanedeydim.

İki yıldır Emir burada kalıyordu ve anaokuluna giden 6 yaşında bir çocuk olmuştu. Ama benim ruhumda onunla birlikte buraya konmuştu. En acısı da yapacak birşeyimin olmayışıydı.

Emir'in olduğu odaya girdiğimizde ezberlediğim yatağının yerine baktım ve gözlerim onu bulduğunda yüzümde yine belirsiz duygular gezindi. Küçük ve sessiz adımlarla yanına doğru yol aldık. Uyuyan çocukları uyandırmak istemezdik.

Yatağın bir ucuna ben, diğer ucuna Umut oturduğunda gelen kişilerin biz olduğunu anlayan Emir baktığı fotoğrafa bakmaya devam etti. Onun hissettiklerini bilemezdim ama onu anlayabilirdim. Bende özlemiştim, o da özlüyordu.

Tek fark; ben tanımadığım, hiç bilmediğim, neyi özlediğimden bile emin olmadığım kişileri özleyip yolunu gözlemiştim. Ama Emir... özlediği kişinin gelmeyeceğini bile bile özlüyor ve yolunu gözlüyordu.

Elimi omzuna koyup usulca okşadım. "Emir, ablacım biz geldik."

Sessizliğini sürdürdü. Hep olduğu gibi.

"Siz geldiniz." Mırıltı gibi çıkan sesiyle ikimizde dikkatimizi ona ve söyleyeceği şeylere odakladık. Titrek bir nefes aldı. "Ama anneannem gelmedi."

Bir cümle, bir kelime ya da sadece küçük bir bakış... nasıl bu kadar acıtabilirdi bizi, parçalayabilirdi ruhumuzu? Hissederdik, herkes hissederdi. Bir kalp çabuk kırılır, ruhumuz çabuk yenik düşerdi hislerimize.

Hayal Kurmak Güzeldir ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin