Merhabalar sevgili HKG sakinleriiii
İyi okumalar ♡
___
Bölüm 12 |Gelişme
''...demek ki bu gelişme bizi dolandıran adamın bulunmasıymış, peki artık bulunmasını istiyor muyuz?...''
(Hurşit Özdemir'in ağzından)
Sabah olmuştu ve Çiçek'in evine en yakın otelde tuttuğumuz odamın balkonunda oturmuş dışarıya bakıyordum. Normal bir insan olsa manzaranın keyfini çıkarıyorum derdi ancak benim derdim dışarıdaki manzara ile değil, kafamdaki planlarlaydı.
Kapıdan gelen tıklatılma sesi ile durduğum pozisyonu bozmadan "Gel." Dedim. Sesim her daim tehditkar çıkıyordu. Bu durum sinirli olmadığım zamanlarda da kendini gösteriyordu. Sert olmak sinirli olmasam bile davranmam gereken bir durumdu.
"Ne yapmamızı istersin Hurşit Baba?" Bu ses Fırat'a aitti. Gençliğinden beri benim yanımdaydı ve güvendiğim iki adamımdan biriydi. Mafya olsam bile herkes gibi benimde sırtımı dayanacak bir duvara ihtiyacım olabiliyordu. Böyle durumlarda ise ya Fırat ya da Arif devreye giriyordu.
Duruşumdan ve sert sesimden ödün vermeden "Şimdilik bir şey yapmayacağız. Uygun zamanı bekliyorum." Kollarımı dayadığım yerden çekip yavaşça arkama döndüm ve Fırat ile göz teması kurdum. Arif'te hemen Fırat'ın yanında duruyordu. "Ancak uygun zaman gelene kadarda onları izleyeceğiz. Yaptıkları herşeyi en ince ayrıntısına kadar bana anlatacaksınız."
İkisi de aynı anda onaylarmışcasına başlarını salladıklarında "Derhal takibe başlayın. Acil durumda bana da haber verin." diye emrettim.
"Emredersiniz Hurşit Baba." İkisi de odadan çıktıklarında bir süre kapanan kapının arkasından baktım. Uzun zaman sonra canım acımaya başlamıştı.
Acı kalbimdeydi.
Sebebi Çiçek'ti.
***
İzlediğim video ile sinirlerim tavan yaptı ve telefonu fırlattım. Duvara çarpıp bin parçaya ayrılan telefonun çıkardığı ses odada yankılanırken kendimi koltuğa attım. "Arif." Dediğimde anlamış olacak ki hemen yanıma gelip şakaklarıma masaj yapmaya başladı. Bu video başımı çok ağrıtmıştı. Hemde çok...
"Fırat." Dedim sinirim geçmek yerine daha da artarken. "Dökül."
"Bugün öğle saatleri hepsi birden dışarı çıktı Hurşit baba. Üç gruba ayrıldıkları zaman kızınız Aydın denen kişiyle yürümeye başladı. Biraz yürüdükten sonra bir lokantaya girdiler. Fazla uzun sürmeden geri çıktılar ancak kızınız ağlıyordu. İkili biraz tartıştıktan sonra Aydın kızınızı öp-"
"Tamam sus!" Diye bağırdım. O anı çekip bana göstermişlerdi ve benim sinirlerim tavan! Benden başka hiçbir erkek benim kızıma dokunamaz! Aydın, Aydın... bittin oğlum sen.
"Diğerlerini şimdi değil sonra anlatırsın." Dedim. Kafam karmakarışık iken diğerleri umrumda bile değildi. Şuan tek düşündüğüm bugünkü o olaydı. Namussuz şerefsiz herif. Sen kimsin de benim kızımı öpüyorsun?!! Senden de alacağım intikam kötü olacak.
Korkun benden.
Çok yakında neden korkmanız gerektiğini de anlayacaksınız zaten.
(Çiçek Özdemir'in ağzından)
Evden ayrılalı yarım saatten fazla oluyordu ve nereye gittiğimi bilmeden sadece yürüyordum. Diğerlerine iş bakacağımı söylemiştim ama hiçte istemiyorum. Tamam, çalışmam şart ama kafam o kadar karışık ki... Evden kaçmadan önce aklımda sabit tek bir düşünce vardı; Özgür olmak ve o pisliğin cezasını vermek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayal Kurmak Güzeldir ✅
Fiksi Remaja"hayal kurmayı sevenlerin ve peşinden gidenlerin hikayesi " Hayallerinin peşinden giden 6 gencin beklenmedik bir anda karşılaşması sonucu oluşan yeni hayallere ortak olmak isteyenleri hikayemize bekliyoruzzzz. Gelin hep beraber hayal kuralım. Ne d...