Medya: Hayal Su'yun çizimlerinden bazıları.
Komik bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Ben yazarken çok eğlendim umarım sizde okurken eğlenirsiniz.
Dün atmıştım önceki bölümü. Bu bölüme ise gece 11 de başlayıp tam şu dakika da bitirdim. Saat 01.08😥 Uyumadım bölüm yazdım znankznwkzmwmjzkw
İyi okumalar ♡
_____
Bölüm 16|Güzellikler
"...Saçlarımı boyatmam kaderimi güzelleştiremezdi, kaderimizi güzelleştiren hayatımıza giren insanlardı..."
(Rüya Karabulut'un ağzından)
1 hafta sonra...
Kaçırılmamızın ardından bir hafta geçmişti ve bu bir hafta bana bir asır gibi gelmişti. O kapalı odada durduğum bir kaç saat bile nefessiz kalmama yetmişti ve iki gün boyunca hastane de yatırılmıştım.
Ama tek kötü şeyler benim başıma gelmemişti.
Hayal Su sinir krizi geçirmiş ben uyurken. Öğrendiğime göre alçak herif onu kirli bir yerde tutmuş. Ama neyseki şuan durumu gayet iyi, kendini topladı.
Umut'a da müzik dinletmiş. Ben uyandığım da bile hâlâ etkisindeydi ve onu eski haline getirmek için çok uğramıştım. Şu an bile tam iyileşmese de birkaç gün önceye kıyasla iyi durumdaydı.
Güven Can'a da canlı bomba takıp ailesi ile tehdit etmiş şerefsiz. Soğuk kanlı biri olduğu için ona bir şey olmamış sadece ailesi için endişelenmiş. Annesi ise korkudan ve hastalığından dolayı baygınlık geçirdi ve hastane de yatıyor. Aslında durumu iyi ama kontrol altında tutmak istiyorlarmış. Güven Can'ın kız kardeşi de annesinin yanında duruyor.
Çiçek'in durumu iyiydi ki zaten tüm bunları bana o anlatmıştı.
Ama Aydın...
En kötü durumda olanımız oydu. Hurşit Özdemir'in ona yaptığı şey cinayetti ama neyseki polisler tam zamanında yetişmiş, onu kurtarmıştı.
Asıldığı zincir nedeniyle biraz oksijensiz kalmıştı ve ağzına koyulan keskin frizbi bıçakları fazla derin olmayan yaralara neden olmuştu.
O hâlâ hastane yatağında yatıyordu.
Biz ise kapısının önünde durmaktan başka birşey yapmıyorduk.
Açılan kapının ardından çıkan doktoru görmemiz ile beşimiz birden ayaklandık. "Durumu nasıl doktor bey?" Diye soran Çiçek'ti.
Buradan ayrılmıyor, doktorları her gördüğünde ise Aydın ile ilgili sorular soruyordu. Onun için endişeleniyordu.
"Durumu gayet iyi. Nefes alışverişleri artık düzeldi, oksijen vermemize gerek kalmadı. Ancak ağzındaki yaraların birkaçı derin olduğundan bir hafta daha misafirimiz olacak."
"Ama iyi değil mi?"
"Endişelenicek bir durum yok, merak etmeyin."
Doktor bu bir hafta da aynı şeyleri söylemekten bıkmıştı, Çiçek sormaktam bıkmamıştı.
"Peki ziyaret edebilir miyiz?" Diye sordum doktoru kurtarmak için ama görmekte istiyordum tabii.
"En fazla iki kişi girebilir ama hastamızı fazla yormayın ve onu konuşturmayın." Dedi doktor bey önlüğünün yakasını düzeltirken. Ardından baş selamı verip tebessüm ederek yanımızdan ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayal Kurmak Güzeldir ✅
Novela Juvenil"hayal kurmayı sevenlerin ve peşinden gidenlerin hikayesi " Hayallerinin peşinden giden 6 gencin beklenmedik bir anda karşılaşması sonucu oluşan yeni hayallere ortak olmak isteyenleri hikayemize bekliyoruzzzz. Gelin hep beraber hayal kuralım. Ne d...