Bölüm 28| Sonsuz Mutluluk

15 5 36
                                    

Son kez keyifli okumalar ♡

Açıklamayı sona bırakıyorum :)

*

Bölüm 28| Sonsuz Mutluluk (Final)

"...Hepimiz mutluyduk ve bu mutlu son değil sonsuz mutluluktu..."

10 yıl sonra...

Her yaşanmışlık bir iz bırakırdı bizde. Bir hatıra, bir anı, bir durum, herhangi bir zaman... yaşadıklarımız, yaşayamadıklarımız; geçmişimiz, geleceğimiz; hayallerimiz, imkansızlıklarımız, ihtimallerimiz, isteklerimiz... Her biri bizi büyüten, olgunlaştıran nedenlerdi. Bizde büyümüştük. Geçen zaman ve yaşanmışlıklar bizi büyütmüştü. O eski çocuklar değildik biz. Bedenlerimiz nasıl değiştiyse düşündüğümüz şeyler, kurduğumuz hayaller, hislerimiz, bakış açılarımız, yorumlama yeteneklerimiz de değişmişti.

Biz değişmiştik.

Ben eski Rüya değildim, o deli dolu, kafasına eseni yapan. Büyümüştüm.

Umut eski Umut değildi, mutsuz ve ruhsuz. Gülümsüyordu. Büyümüştü.

Hayal Su eskisi gibi değildi. Sadece görünüşe önem vermiyordu. Çiçek eski Çiçek gibi korkak değildi. Aksine korkutan taraf olmuştu. Güven Can eğlenceye de vakit ayırıyordu. Aydın daha ılımlı davranıyordu.

Hepimiz mutluyduk ve bu mutlu son değil, sonsuz mutluluktu.

Sofranın sultanı yaprak sarmaları da masaya koyduğum da gözüm koltukta oturan Emir'e ve kucağında duran Melodi'ye takıldı. Emir iyice büyümüş, olgun bir genç olmuştu. Kucağına oturan beş yaşındaki Melodi'nin burnunu sıkıyor ve gülüşüyorlardı. Abi kardeş o kadar tatlı duruyorlardı ki hiç pasta yapmasam da onları yesem daha makul olurdu.

Elinde havlu ile banyodan çıkan Umut odaya girip sofraya göz gezdirdi. Elini yaprak sarmalara uzatıyordu ki hızla vurdum. "Misafirler gelmeden olmaz!"

Yüzünü buruşturdu. "Bir tane yesem?"

"Olmaz!" Dedim kararlı bir sesle. "Hem yediklerine dikkat etmen lazım. Bak göbüşün çıktı." Dedim atletin altında belli olan göbeğini işaret ederek.

"O zaman sende bu kadar güzel yemekler yapma."

"Alla alla! O zaman sende o kadar yeme!"

Yanıma gelip bana arkamdan sarıldı. Boynuma bir öpücük kondurduğunda kaç yaşıma gelirsem geleyim bu harekete her zaman düşeceğimi biliyordum. "Tamam ya sinirlenme."

Sonra oturan çocukların yanına gidip Melodi'yi kucağına aldı. "Duydun mu kızım? Anne bana göbüşlü dedi." Beni kızımıza şikayet ettiğinde Melodi'nin verdiği tek tepki gülmek oldu. Ne desek gülüyordu bu kızda yahu. Geçen gün deprem oluyordu. Beşiğin üstündeki oyuncaklar sallanıyor diye gülüyordu. Ah işte genlerden geçiyor demekki delilik.

Zil çaldığında misafirlerimin geldiğini anlamıştım. "Umut koş git üzerine birşey giyin." Diyip kapıya koştum. Tam bir ev babası oluyordu bu adam da ayol. Evde atlet ile gezmek nedir yahu?

Kapıyı açtığımda bizim grubu görmek kocaman gülümsememe neden oldu.

Aydın ve Çiçek içeri girdiklerinde Çiçek'in karnı yüzünden pek sarılamamıştık. Yedi aylık hamileydi ve erkek bir çocukları olacaktı. Ama tabi ki bu ikinci çocuklarıydı. İlki Sena idi. Birinci sınıfa başlamıştı bu sene. Bana karnesini gösterdiğinde burnunu sıkıp "aferin sana meleğim." Dedim. Koşarak içeri geçti. E sonuçta lise üçte takdir alan Emir'e karnesi ile hava atacaktı.

Hayal Kurmak Güzeldir ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin