"Nefret"
"Çekil önümden."
Genç kaşlarını çatmış bir şekilde önünde duran diğer bir gence bakıyordu. Seungmin en ön sırada oturan arkadaşı Felix ile konuşabilmek adına sandalyesini onun sırasının tam yanına çekmişti ve bu da yolu kapatıyordu. Ancak öğle arası olduğundan dolayı sınıfta kimse olmadığı için bunu kimse umursamamıştı.
"Diğer taraftan geç Changbin."
Bir kişi haricinde, Changbin dışında Seungmin'in orda oturmasını sorun eden kimse olmamıştı. Orta sıradaki yerine geçmek için boş olan yolun yerine Seungmin'in olduğu yerden geçmeyi seçmişti.
"Canım bu taraftan geçmek istiyor."
Seungmin aldığı cevapla derin bir nefes alırken Changbin'in gözlerinin içine bakmış ve konuşmaya başlamıştı.
"O zaman kalkmamı beklersin artık."
İki çocuk oldum olası birbirleriyle iyi anlaşamazdı. Öğretmenleri kaç kez müdürlerine talepte bulunmuştu sınıflarının ayrılması için ancak adam üç yıldır hala Seungmin ve Changbin'in sınıflarını ayırmamıştı.
Seungmin umursamazca Felix'e konuşmak için dönerken Felix ortamın gerileceğini anlamış ve arkadaşına "Bırak geçsin, tatsızlık çıkmasın şimdi." demişti. Ama aldığı karşılık arkadaşının umursamazca omzunu silkmesiydi. Seungmin için ordan kalkıp Changbin'e yol vermek savaşı kaybetmek demekti ve o kaybetmeyi seven biri değildi. Özellikle de Changbin'e karşı.
"Seungmin hiç keyfim yok uğraşamam seninle kalk sırama geçeyim işte."
Neden keyfin yok diye sormak istese de Seungmin bunu sormasının saçma kaçacağını biliyordu ki bu yüzden sormamıştı. Ama yine de merak etmişti o an neden keyfinin olmadığını. Bu merak kısa sürmüştü. Daha sonrasında umrumda değil diyerek atmıştı kafasından düşüncelerini.
"Uğraşma zaten git diğer taraftan geç sorun çözülsün."
Changbin inatla kalkmayan çocukla birlikte dudaklarını yalamıştı sinirlice. Seungmin'e normal zamanlarda da sinir olurdu ama şu an normalden çok daha fazla olmuştu. Okulda olmasalar çoktan şu ana kadar yüzüne yumruğunu geçirmiş olurdu. Altı üstü kalkıp yol verecekti ne diye bu kadar uzatıyordu ki mevzuyu. Felix'in gözleri yumruğunu sıkan Changbin'e kaydığında ayağa kalkmış ve arkadaşını da ayağa kaldırmıştı.
"Acıktım ben, kantine gidelim."
"Daha az önce demedin mi aç değilim diye."
Seungmin sorgulayan bakışlarla arkadaşına bakıyordu. Arkadaşı ise onu kolundan tutmuş ve sürükleyerek bulundukları yerden uzaklaştırmıştı.
"Şimdi acıktım ama."
Seungmin Felix'in ne yapmaya çalıştığını anlamıştı ama sesini çıkarmadı çünkü daha fazla bu saçma konunun üzerinde durmak istemiyordu. Kendisini sürükleyerek sınıftan çıkarmasına izin vermişti. Sınıftan çıktıktan sonra Felix Seungmin'in kolunu bırakmıştı ve ikili yanyana kantine doğru yürümeye başlamışlardı
"Neden ona böyle kötü davranıyorsun?"
Felix'in sorduğu soruyla Seungmin bakışlarını ona çevirmişti. Felix okula ikinci sınıftayken Avustralya'dan taşınmaları sonucunda nakil olduğu için Seungmin ve Changbin'in aralarında geçen şeyi bilmiyordu. Hoş ki şu ana kadar sorup öğrenmek de hiç aklına gelmemişti. Daha doğrusu bu konuyu konuşacak kadar umursamamıştı. Ama şu an merak ediyordu. İlk kez bu konuyu bu kadar merak etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
five oh five || seungbin
FanfictionChangbin ve Seungmin o olaylardan sonra birbirlerinden ölesiye nefret etmişlerdi. En azından onlar böyle sanıyordu.