1.3

571 76 59
                                    

"Keşke ben olsaydım"

Seungmin otobüse bindiğinde biricik arkadaşı Felix'in onu satmış ve hoşlandığından artık emin olduğu çocuğun yanına oturmuş olduğunu gördü.

Seungminlerin sınıfı on birinci sınıflar arasında sonuncu olandı ve o yüzden arabalarını on ikinci sınıfların birincisiyle birleştirmek durumunda kalmışlardı. Bu da Chanlerin sınıfı oluyordu.

Seungmin kaşlarını çatmış ve arkadaşına kötü bir bakış atmıştı, bu hareketiyle birlikte Felix ona öpücük atmış ve gülümsemişti. Boş olan iki gencin yanına bakmıştı sırayla genç. Çok düşünmesi gereken bir durum değildi bir tarafta yeni arkadaşı varken diğer tarafta Changbin vardı. Çocuk hiç düşünmeden Minho'nun yanına geçerken Changbin tam yanında oturan ona bakmıştı.

Genç üzerindeki bakışları umursamadan Minho'nun yanına oturduğunda genç ona bakıp gülümsemişti.

"Günaydın, araba tutuyor demiştin istersen cam kenarına sen geç."

Seungmin bu teklifle gülümsese de kafasını hayır anlamında sallamıştı.

"Cam kenarında gitmeyi seviyorsun ama."

Dün Seungmin canı sıkılınca üst kat komşusuna müsait olup olmadığını sormuş ve müsait olduğunu söyleyince hemen yanına çıkmıştı. İkili sohbet ederken konu ilk başta kampa ardından ise araba yolculuklarına gelmişti. Minho uzun bir yolculuğa çıkmak istediğini. Cam kenarına oturmaktan hoşlandığını ve camdan dışarıyı izleyip şarkı dinlerken düşüncelere dalmayı sevdiğini söylemiş ve ayrıca bunun onu rahatlattığından da bahsetmişti. Seungmin ise onun tam tersine uzun yolculuklardan hoşlanmadığını çünkü onu arabanın tuttuğunu ve bu yüzden yolculuğun ona işkenceden farksız olduğunu söylemişti.

Minho gencin söyledikleriyle kaşlarını çatmıştı.

"Mide bulantın benim keyfimden daha önemli Seungmin."

Seungmin gri kapüşonlu ceketinin cebinden kulaklığını çıkarırken konuşmuştu.

"Cam kenarına otursam da midem bulanacak o yüzden uyumayı tercih ediyorum genelde yolculuklarda."

Minho kısaca "Peki." demiş ve kafasını cama yaslamıştı ardından Seungmin de kulağına kulaklıklarını takıp sakin ve dinlendirici bir melodisi olduğunu düşündüğü en sevdiği şarkısını açıp dinlemeye başlamıştı.

Tüm bu ikilinin konuşma süreci içerisinde Changbin onları izlemiş ve tabiri caizse kıskançlıktan çatlıycak duruma gelmişti. İkilinin flörtleşmesi sinirini bozarken sinirle önüne döndüğünde iki üç dakika önce yanına gelip oturmuş Jisung ona dönüp kaşlarını çatmıştı.

"Ne bu sinir, ne bu hiddet?"

Gözleriyle yandan bir şekilde yan taraflarında oturan ikiliyi işaret edip "Sikeceğim şimdi olduğum durumu tek bir söz etme hakkım bile olmadan oturup flörtleşmelerini izliyorum resmen." demişti.

Jisung ikilinin oturduğu yere bakmıştı. Minho Seungmin'in koltuğa yasladığı başını azıcık yandan iktirmiş ve omzuna yaslayıp gülümsemişti.

"Cam kenarı karşılığında omzumda uyuma hakkı kazandın Kim Seungmin."

Genç oğlanın dediğiyle gülümsemiş ve küçük bir teşekkür mırıldanmıştı, şu an tam mayışmış haldeydi ve uykusunu açarsa bir daha uyuyamayabilirdi.

Jisung gözlerini ikiliden çekip arkadaşına çevirdiğinde derin bir nefes vermişti.

"Artık bana karşı bir şey hissetmediğini söylediğinde yalan söylüyor sanıyordum. Gardını indirmemek için öyle konuşuyor beni unutamamıştır dedim ama üzerinden iki sene geçmiş olay bal gibi de unutmuş işte."

five oh five || seungbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin