"Hatırlanmayan anılar"
Seungmin yüzünü buruşturmuş bir şekilde gözlerini açmıştı. Dün gece aldığı fazla alkol miktarı yüzünden başı oldukça ağrıyordu. Gözlerini bir kaç kez kırpıştırmıştı bulanık görüşünü düzeltmek için. Bulunduğu odaya şöyle bir göz attığında kendi odası olmadığını fark etmişti bir anda yatakta doğrulup noluyoruz mooduna geçerken Felix'in odasında olduğunu fark etmesiyle derin bir nefes vermişti.
Ayağa kalktı ve arkadaşının odasının içindeki tuvalete girdi. Felix ve Seungmin gerçekten yakın arkadaşlardı ve birbirlerinden bu tarz konularda çekinmezlerdi. Senin evin benim evim mantığındaydılar.
Tuvalete girmiş ve aynaya bakmadan direkt suyu açıp yüzünü yıkamıştı ardından suyu kapatıp karşısındaki aynaya baktı, karışmış saçlarını düzeltirken boynundaki izlere takılmıştı gözleri.
O sırada Felix öğlene kadar uyumuş uykucu arkadaşını uyandırmak için odaya girmişti. yatakta çocuğu göremeyince etrafına bakındı, tuvaletin ışığının açık olduğunu görünce o tarafa doğru yürüdü, tuvaletten içeri girerken bir yandan söyleniyordu.
"Ooo paşam sanırsınız kendi evi, uyanmış güzellik rütinini-"
Felix'in boynundaki morlukları inceleyen Seungmin'i görmesiyle sözü yarım kalmış ve şaşkınca ona doğru bakmaya başlamıştı.
"Lan bu boynunun hali ne?"
Seungmin gözlerini aynadan çekip Felix'e döndürmüştü. "Bilmiyorum." diyebildi sadece. Sarhoş olduğu için geceye dair ufak ufak kesitler haricinde pek bir şey hatırlamıyordu.
Felix arkadaşının yanına yaklaşmıştı. Kafasını yana doğru iktirmiş ve boynunun açıkta kalmasını sağlamıştı. Boynundaki izleri dikkatlice incelemişti. Seungmin ise sanki bilim insanıymış da deneyini inceliyormuş gibi dikkatli dikkatli bir şekilde bakan arkadaşına bakmış ve derin bir nefes vermişti. Bir kaç adım geriye çekilip Felix'ten uzaklaştı ve yana yatık bir şekilde tuttuğu için acımış boynunu ovaladı, Felix çocuğun boynu iyice açıkta kalsın diye kafasını iktirip iyice bastırmıştı ve dolayısıyla canı acımıştı.
"Neye bu kadar baktın Felix?"
"Kim yaptıysa baya açmış sana, şu haline bak."
Seungmin gözlerini devirirken Felix "Neyse, kahvaltı hazırladım. Gel de yiyelim." demiş ve ardından banyodan çıkmıştı. Seungmin de ardından çıkıp peşinden ilerlemişti arkadaşının. İkili masaya oturduğunda Seungmin şöyle bir masayı incelemişti. Annesi bile bu kadar özenip kahvaltı hazırlamıyordu ona doğruyu söylemek gerekirse.
"Döktürmüşsün yine Felix, ellerine sağlık."
Demişti Seungmin yemeye başlamadan hemen önce, bu söylediğiyle Felix gülümsemiş ve teşekkür etmişti. Bir süre ikili sessiz bir şekilde yemeklerini yemiş ardından Seungmin'in aklına gelen şeyle sessizlik bozulmuştu.
"Ben buraya nasıl geldim?"
Seungmin gerçekten öyle abartılacak derecede çok içmemişti ama yinede geceyi hatırlamakta zorluk çekiyordu, birlikte oyun oynadıkları yerden sonraki kısımda ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Oyun oynadıkları kısımı da öyle aşırı detaylı hatırladığını söyleyemezdi.
"Dün gece sen sarhoş olduğun için o şekilde seni sizin eve götüremezdim, annen elli tane soru sorar sonrasında bir daha partiye falan gitmene izin vermezdi."
Haklıydı, Seungmin o durumda eve gitseydi annesi başının etini yerdi. Ayıltma bahanesiyle bin bir tane işkence uygulardı çocuğun üzerinde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
five oh five || seungbin
FanfictionChangbin ve Seungmin o olaylardan sonra birbirlerinden ölesiye nefret etmişlerdi. En azından onlar böyle sanıyordu.