1.2

571 67 44
                                    

bol bol yorum yapicakmissiniz diye duydum??? iyi bayramlar bu arada

"Korkaksın"

Genç rahatsızca yerinde kıpırdanmıştı tam da yüzüne vuran güneş yüzünden. İlk başta gözlerini açmamak için dirense de ardından daha fazla dayanamamış ve inatla gözüne gözüne doğru vuran güneş ışıklarına yenik düşmüştü.

Gözlerini bir kaç kez kırpıştırmıştı görüşünü netleştirebilmek adından yeni uyanmış olmanın verdiği sersemlik ile etrafına şaşkın şaşkın bakınmıştı.

Omzunda bir ağırlık olduğunu fark ettiğinde çok hareket etmeden omzuna bakmaya çalıştı. Nasıl bu şekilde uyduklarını bilmiyordu ancak omzunda hissettiği ağırlığın sebebi bir gün öncesine kadar karşılaştıklarında konuşmaya bile tenezzül etmeden ufak bir kafa selamıyla birbirlerini geçiştirdikleri Lee Minho'ydu. Ancak aradan sadece bir gün bile geçmiş olsa da omzundaki hissettiği ağırlığın sebebi Seungmin için artık iyi bir dosttan ibaretti.

Belki de daha fazlasıydı.

Genç gözlerini omzunda uyuyakalmış çocuğa çevirdi, şu haliyle gerçekten o kadar masum gözüküyordu ki. Cennetten inmiş bir melek gibiydi adeta. Genç gülümsedi, bu görüntü hoşuna gitmişti.

Elini yatağın hemen yanındaki komidinr doğru uzattı ve üzerindeki telefonu alıp saatte baktı, saat henüz yediydi. Okullarının başlamasına daha bir saat kırk dakika vardı.

Seungmin omzunda uyuyakalmış çocuğun kafasını uyandırmamaya çalışarak omuzundan kaldırmış ve yastığın üzerine koymuştu. Aslında aklına gelen ilk fikir onu uyandırmaktı ancak oğlan o kadar huzurlu ve güzel uyuyordu ki kıyamamıştı uyandırmaya.

Seungmin'in oğlanın kafasını yastığa koymasıyla birlikte oğlan ufak mırıltılar çıkarmış ve olduğu yerde kıpırdanmıştı. Seungmin başta uyandı sanıp tedirgin olsa da sonrasında hala uyuyor olduğunu görüp derin bir nefes vermiş ve yataktan ses çıkarmamaya çalışarak kalkmıştı.

Eşyalarını aldı ve ardından odasının içinde bulunan banyosuna girip kısa bir duş aldı. Dün ki yaptıkları o kadar işten sonra duş almadan nasıl pis pis uyuyabildiğini aklı alamamıştı. Gerçi pis bir şekilde uyumasından daha şaşırtıcı bir şey ise deliksiz ve kabus görmediği bir uyku çekmiş olmasıydı, en son ne zaman bu kadar güzel bir uyku çektiğini hatırlamıyordu.

Duştan çıkınca kurulanmış ve üzerine okul kıyafetlerini giymişti. Ardından havluyla şöyle bir saçlarını kurulamış ve banyodan çıkmıştı.

Hala aynı şekilde uyuyan Minho'yu görmesiyle birlikte gülümsedi ister istemez. Uyurken büzdüğü dudakları ve dağılmış saçları tatlı bir görüntüydü. Ne kadar istemese de gencin yanına yaklaştı ve omzuna dokunarak onu uyandırdı.

"Paşam sabah oldu, kalkmayı düşünür müsünüz?"

Minho yatakta doğrulmuş ve etrafına şaşkın bakışlar atmaya başlamıştı. İlk bir kaç saniye nerede olduğunu algılamaya harcadı.

"Günaydın." demişti yeni uyandığı için boğuk çıkan sessiyle. Seungmin gülümsedi ve yatakta gencin yanına oturdu.

"Günaydın, dün ne kadar yorulmuşsak uyuyakalmışız birlikte."

Minho elleriyle gözlerini avuştururken hala ayılmaya çalışıyordu.

"Kusura bakma gerçekten, dünden beri çok zahmet verdim."

Seungmin bu sözlerle birlikte derin bir nefes almıştı.

"Bir daha zahmet verdim dersen kahvaltı yerine yumruğumu yiyeceksin Minho."

five oh five || seungbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin