"Bıçaklandı"
Seungmin gözlerini aralamış ve kafasını hafifçe kollarıyla sıkıca onu sarmış çocuğa çevirmişti. Çocuk gülümseyen gözlerle onu izliyordu.
"Günaydın sevgilim."
Seungmin gülümsemesini içinde tutamamış ve kocaman bir gülümseme sunmuştu karşısındaki bedene. Changbin de ondan farksız bir şekilde değildi o da gülümsemesini ona sunuyordu.
"Çok imkansız geliyor."
Changbin dün gece uyumadan önce birleştirdikleri ve tüm gece boyunca asla ayırmadıkları ellerine bakarken konuşmuştu.
"Ne imkansız geliyor?"
"Biz." dedi Changbin ve bakışlarını ellerinden çekip karşısında yeni uyanmış olmasına rağmen tüm güzelliğiyle ona bakan çocuğa çevirdi. "Seninle sevgili olmak çok imkansız geliyor."
Seungmin Changbin'in bu dediğine gülmüştü.
"Changbin biz eskiden de sevgiliydik."
"O olaylardan sonra-" Seungmin gencin sözünü kesmiş ve konuşmaya başlamıştı. "Sürekli o olayı mı hatırlayacağız biz böyle, aşamıycak mıyız hiç bunu? Sadece unutsak olmaz mı?"
Changbin susmuştu, kendine göre Seungmin de haklıydı tabiki de ama yine de onun içi olan her şeyin üstünü kapattıkları için bir türlü rahat edemiyordu.
"Yine de doğru düzgün hiç konuşmadık, sonrasında sorun çıksın istemiyorum."
Seungmin kaşlarını çatmıştı. Ne gibi bir sorun çıkabilirdi ki bu konuyla alakalı, ne olabilirdi yani.
"Ne gibi bir sorun çıkabilir Changbin."
Changbin gözlerini kaçırmıştı, ne gibi bir sorun çıkabilir o da bilmiyordu. Sadece endişeleniyordu işte. Seungmin'i bir daha kaybetmek istemiyordu.
"Bilmiyorum, korkuyorum sadece."
"Neyden korkuyorsun?"
Changbin odanın içerisindr gezidirdiği bakışlarını Seungmin'e çevirmişti.
"Seni tekrar kaybetmekten."
Seungmin aldığı cevapla birlikte gülümsemişti, Changbin'in onu bu kadar çok sevmesi kensini gerçekten iyi hissettiriyordu.
"Beni hiçbir zaman kaybetmedin. Emin ol kaybetseydin geri kazanman bu kadar kolay olmazdı."
Changbin oğlanın bu dediğine gülmüştü.
"Zaten geri kazanmak hiç kolay olmadı Seungmin."
"Eh bu kaybetmemiş halin işte, bir de kaybetmiş halini düşün ve ayağını ona göre denk al."
İkisi de oğlanın bu dediğine gülmüştü. Seungmin doğruyu söylüyordu, Changbin asla onu kaybetmemişti. Seungmin içten içe her zaman Changbin'i sevmeye devam etmişti.
"Gerçekten artık Minho'ya aşıksın sanıp çok korkmuştum çünkü eğer ona aşık olsaydın elimden hiçbir şey gelmezdi."
Seungmin onaylamaz bir şekilde kafasını iki yana salladı ve cık cıkladı.
"Gerçekten Seo Changbin sevgilinle ne konuşacağın hakkında hiçbir şey bilmiyorsun."
Changbin "Ne dedim şimdi ben ya?" diyr söylenirken Seungmin kaşlarını kaldırmış bir şekilde ona bakıyordu.
"Sevgilinle ilk gününüzde konuşmak için seçtiğin konu onun eski sevgilisi. Süper bir konu seçimi Changbin gerçekten bayıldım."
Seungmin Changbin ile alay ederken Changbin gerçekten de konuşmak için seçtiği konunun ne kadar kotu olduğunu fark etmişti. Bu durum kaşlarının çatışmasına sebep olurken Seungmin onun bu halinin tatlı olduğunu düşünmüş ve gülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
five oh five || seungbin
FanfictionChangbin ve Seungmin o olaylardan sonra birbirlerinden ölesiye nefret etmişlerdi. En azından onlar böyle sanıyordu.