[HYUNIN ÖZEL BÖLÜM]
not: bu bolumde olan hicbir olayin hikaye akisina oyle abartili bir etkisi olmiycaktir okumak istemeyenler gecebilir
Hyunjin'in bıçaklanmasının ardından bir gün kontrol amaçlı hastanede tutulmuş ve ardından eve taburcu edilmişti. Ne kadar derin ve tehlikeli bir yaralanma yaşamış olmasa da sonuçta bıçaklanmıştı ve hemen normal hayatına dönmesi beklenmemeliydi.
Bir hafta boyunca evde istirahat etmesini söylemişti doktoru, dikişleri iki hafta sonra alınıcaktı ve tedbir olarak ilk haftayı evde geçirmesi uygun görülmüştü.
Ne kadar kulağa bir hafta boyunca okula gitmeyecek olmasa güzel gelse de bu Hyunjin gibi hareketli bir çocuk için işkence gibiydi.
Belki de okulun o temposuna alışmış olduğundandır bilinmez ancak bir hafta boyunca evde yatmak sıkıntıdan patlayacak raddeye gelmesine sebep olmuştu.
Annesi işe gittiği için yine sabahtan evden çıkmıştı ve bugün günlerden cumaydı, hafta içi olduğu için okul maratonundan hiçbir arkadaşı yanına gelmemişti ve dürüst olması gerekirse Hyunjin onları oldukça özlemişti.
Elindeki telefona baktı, sürekli rehberindeki bir numaraya gidiyordu eli ama son anda vazgeçiyordu sonrasında. Derin bir nefes verdi ve telefonunu kapatıp yatağın üstünde bir yere fırlattı.
Onu arayıp rahatsız etmek istemiyordu ama ozlemişti de.
Çalan zille derin bir nefes verdi, günün bu saatinde kimseyi beklemiyordu. Ayağa kalktı ysptığı bu hareketle ne kadar ağır bir yara olmasa da yarasında bir size hissetmişti. Hissettiği sızıyla yüzünü buruşturmuştu.
Kapıya ulaştığında derin bir nefes vermiş ve kapıyı açmıştı. Az önce arkadaşlarını özlediğinden bahsetmiştim değil mi? Ani değişen ruh haliyle şu an karşısındakinin Changbin veya Jisung olacağını düşündüğü için kovalamaya hazırlanmıştı ancak karşısındaki kişiyle birlikte şaşkınlıkla duraksadı.
"Jeongin?"
Jeongin Hyunjin'in üzerindeki bakışlarıyla tedirgin hissetmişti. Buraya gelmeyi bile beş gündür düşünüyordu. Sonunda gelmeye ancak karar verebilmişti. Aklı sürekli Hyunjin'de kaldığı için derslerine bir türlü odaklanamıyor hatta gece uykuya bile dalamıyordu. Uyuduğunda ise rüyalarına bile giriyordu Hyunjin.
Bu durumu onun yüzünden bıçaklanmasına bağlıyordu. Suçluluk duygusu yüzünden kendini kötü hissettiğini düşünüyordu, çok da haksız sayılmazdı.
"Selam." dedi çekingen bir tavırla Jeongin, tam olarak nasıl davranması gerektiğini kestiremiyordu. Hyunjin'in ters bir tepki vermesinden de korkuyordu. Çok yakın değillerdi sonuçta neden geldin diyip onu azarlayabilirdi.
hyunjin'in şaşkınlığı yüzünden kaşları çatılmıştı. bunu gören jeongin ise bu durumu evine gelmesiyle bağdaştırdı. kendisine sinirli olduğunu ve bu yüzden kaşlarını çattığını düşündü. kendine buraya geldiği için kızmaya başladı. zaten yaptığı şey mantıklı bile değildi. hyunjin ile doğru düzgün yakın bile sayılmazlardı. sadece bir an bile onu aklından çıkaramamıştı işte. bir kaç adım geriledi. ürkmüştü.
hyuunjin bunu fark ettiğinde gülümsedi sadece beklemediği için şaşırmıştı amacı asla jeongin'i ürkütmek değildi.
'' bir şey mi oldu jeongin? neden geldin?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
five oh five || seungbin
FanfictionChangbin ve Seungmin o olaylardan sonra birbirlerinden ölesiye nefret etmişlerdi. En azından onlar böyle sanıyordu.