"Daha fazla korkmak yok."
Changbin çalan kapıyla ayağa kalkmıştı. Kapıya doğru ilerledi ve açtı. Seungmin'i kapının kenarına doğru yaslanmış baygın gözlerle ona bakarken görmek, görmeyi beklediği son şey bile değildi tabii.
Çocuk burnuna dolan alkol kokusuyla kaşlarını çattı. İçmiş mi bu diye içinden geçirmişti. İyi de Seungmin alkolden nefret ederdi ki.
"Seungmin ne işin var burda?"
Seungmin duyduğu şeyle kaşlarını çatmıştı. Zihni çok bulanıktı ve düzgün düşünemiyordu bile.
"Seni özledim." Dedi çocuğa doğru ilerlerken, sadece bir kaç adım atmış ve önünde durmuştu gencin. Kollarını sardı karşısındaki bedene ardından.
Changbin ona sarılan çocukla birlikte daha da çok almıştı içkinin kokusunu daha da net almıştı. Karşısındaki çocuğun sarhoş olduğunu anlamak zor değildi ama yine de bu hali gülümsetmişti onu.
"Daha sekiz saat önce falan görüştük Seungmin nasıl özledin?"
Seungmin kollarını karşısındaki bedenden ayırmış ve kaşları çatık bir şekilde ondan ayrılmıştı.
"Hep özlüyorum, görsem de özlüyorum. Yanımdayken bile özlüyorum. Yanımdayken yanımdaymışsın gibi bile hissetmiyorum bazen. Sana sarılamadığım, elini tutmadığım her an özlüyorum seni."
Seungmin alkolun verdiği etkiyle aklına gelen her şeyi direkt söylerken, söylediği her bir kelimede şaşkınlıkla çatılıyordu Changbin'in kaşları.
"İçeri almıycak mısın beni?"
Changbin kapının önünden çekilmiş ve gencin geçmesi için yer açmıştı. Seungmin eve girdi ve kendini salondaki siyah l koltuğun üzerine attı. Changbin ise hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Kapıyı kapattı ve ardından Seungmin'in yanına salona geçti.
"Kahve falan yapayım ben sana ayılırsın hem."
Seungmin mutfağa gitmek için arkasını dönen Changbin'in bileğini tutmuş ve yanına çekmişti. Çocuk Seungmin'in yanına koltuğa düşerken Seungmin kollarını ona sarmış ve başını göğüsüne koymuştu.
Seungmin sarhoşken normalden çok daha cesaretli oluyordu.
Changbin çocuğun sarhoşken daha yılışık olduğunu fark etmişti. Bu hareketleri onu gülümsetiyordu. Tatlıydı ona sarılan küçük bedeni. Kendisinden daha uzundu çocuk ama o kadar zayıftı ki bacaklarını kendine çekip oğlana sarılınca minicik kalmıştı.
Changbin anın tadını çıkarmak istiyordu ama ona sımsıkı sarılan çocuğun bir sevgilisi olduğu gerçeği beyninde yankılanıyordu. Gerçi artık eski sevgilisiydi ama Changbin'in bundan haberi yoktu ki.
Changbin Seungmin'i kendinden uzaklaştırmıştı. Bununla birlikte çocuğun yüzü düştü.
"Sevgilini arayayım ben, gelip seni alsın."
Changbin tekrar ayaklanmak için haraketlenirken Seungmin daha sıkı bir şekilde beline sarılmıştı kalkmasını engellemek için.
"Ayrıldık biz."
Changbin'in gözleri şaşkınlıkla açıldı. İyi bir ilişkileri vardı şaşırmıştı dolayısıyla bu duruma.
"Nasıl? Neden?"
"Birbirimizi yeterince sevmiyorduk, ikimiz de duygularımızdan kaçmak için birbirimizi kullanıyorduk. Ayrılmaya karar verdik bu yüzden."
Changbin'in gözleri parlamıştı duyduklarıyla, içinin rahatladığını hissetti. İçindeki suçluluk duygusu uçup gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
five oh five || seungbin
FanfictionChangbin ve Seungmin o olaylardan sonra birbirlerinden ölesiye nefret etmişlerdi. En azından onlar böyle sanıyordu.