"Ne zaman hazır olur ki?"
Seungmin yatağında öylece yatıyordu, üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hala o anıların altında eziliyor ve en baştaki hislerinden hiçbir farkı olmayan şeyler hissediyordu, bu ona göre acınası bir şeydi. İki yıl içerisinde tek bir ilerleme bile kaydedememiş olduğuna üzülüyordu.
İşte bu yüzden baştan beri Changbin ile konuşmak istemiyor ve sonuna kadar onunla konuşmaktan kaçınıyor idi, çünkü o bu haldeyken bile bu olanları kabul edemiyordu. Bir de üstüne Changbin'in yalanları eklenince daha da zor olacaktı onun için. Hikayenin bildiği bu kısmına bile iki yıl sonunda yavaş yavaş alışmaya başlamıştı. Yavaş yavaş kabulleniyordu bu durumu, yeni yeni atlatıyordu daha.
Korkuyordu o, yine eskisi gibi olmaktan korkuyordu. Ya Changbin'i dinledikten sonra ilk haline geri dönerse diye korkuyordu. Şu anki hale gelebilene kadar bile çok fazla zorlanmıştı ki göründüğü üzere henuz de tam aşabilmiş değildi olanları.
Bu dünyadaki en çok güvendiğiniz kişiden yediğiniz kazığı işte o kadar kolay bir şekilde atlatamıyordunuz. İki koca sene bile yetmiyordu bazen atlatmaya.
Seungmin'in annesi oğlunun sarışın arkadaşını kapıdan içeri aldı, oğlan Changbin ile bir önceki gün yaptıkları konuşma sonrasında okula gitmek istememişti. Okula gitmek ve tekrar onun yüzünü görmek istememişti. En zoru da buydu biliyor musunuz onun için, Changbin'i her gördüğü an zihnine dolan o acı anılar ve onu her gün görmek zorunda olması. Ondan nefret etmeye bile zaman bulamadan, başına gelenleri bile atlatamadan, daha tam olarak ihanetini bile kabullenememişken tüm okulun önünde Changbin'den yediği onca iğrenç sözden sonra ertesi gün onun yüzüne bakmak zorunda olmak en zoruydu onun için.
Oğlanın kimseye haber vermeden okula gelmemesi üzerine en yakın arkadaşı onun için endişelenmiş ve nasıl olduğunu görmek için evine kadar gelmişti.
Okula gelmek istemeyebilir, kendini iyi hissetmeyebilir ama en azından bana haber vermeliydi diye söylendi kendi kendine sarışın genç. Onu merak edeceğimi biliyor ve yine de bana haber bile vermiyor, gerçekten dünyanın en düşüncesiz insanlarından birisin Kim Seungmin diyerek de devam etti içindeki söylenişe.
Aslında az çok arkadaşının neden okula gelmediğini tahmin ediyordu sarışın genç. Changbinle Seungmin'in arasında geçenler hakkında hiçbir fikri yoktu ancak buna rağmen ikisinin ateş ve baruttan farkının olmadığı biliyordu.
Ateş ve barut bir araya gelince her zaman koşullar ne olursa olsun bir patlama gerçekleşirdi. Seungmin ve Changbin de onun gözünde öyleydi. Bu iki gencin birbirlerini yakıp yıkmadan tek bir saniye bile bir arada kalmayacağının farkındaydı bu genç çocuk.
Seungmin dün, eski sevgilisiyle arasında geçen o konuşmadan sonra eve gelmiş ve üzerini bile değiştirmeden yatağına girmişti. İşte o sorunlarını böyle hallederdi, uyuyarak. Bir sorunu olduğunda sırf kendini o sorunu düşünmekten kurtarabilmek için uykuya sığınırdı. Uyku onun kaçış yoluydu. Ancak uyku onun kurtarıcısı olduğu kadar onu dibe çeken şeydi de. Sorunlarını çözmek yerine onlardan kaçmak için kullanırdı bir nevi uykuyu. Bu yüzdendir belki de hala atlatamamıştı Changbin ile yaşadıklarını. O hiçbir zaman bunları atlamak için çabalamamıştı ki, her zaman kaçmıştı bu sorunlarından. Çünkü onun için bunlar çözülemeyecek kadar büyük sorunlardı. Bu sorunların yükünün altında kalıp ezilmekten korkuyordu ve tam da bu yüzden kaçıyordu.
Sabah kalktığında ise -evet eve gelir gelmez uyumuş ve tüm geceyi uyuyarak geçirmişti, böylece yaklaşık 16 saatlik kesintisiz bir uyku çekmişti genç- sıcak bir duş almış ve tekrar yatağına girmişti. Ve dünden beri telefonunu doğru düzgün eline bile almamıştı. Telefonu o an ona fazlalık gibi gelmişti çünkü eğer telefonunu açıp baksaydı Felix'in ve Jeongin'in mesajlarıyla karşılaşacaktı. Onlara cevap vermek zorunda kalacak ve verecekti de. Jeongin çok umursayıp soru sormayacaktı ama Felix, Felix onun attığı randomdan bile nasıl hissettiğini çözecek ve bir sürü soru soracak zorla yardım etmeye çalışacaktı. Ve o ne kadar arkadaşının bu haline minnettar olsa da o ruh haliyle pek de bunlarla yüzleşicek durumda sayılmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
five oh five || seungbin
FanfictionChangbin ve Seungmin o olaylardan sonra birbirlerinden ölesiye nefret etmişlerdi. En azından onlar böyle sanıyordu.