26. Bölüm ~ Değişen Çok Şey Var

788 48 22
                                    

[[[ YORUM YAPMAYI VE OY VERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN ❤️🤗]]]

keyifli okumalar 💜✌️






Gözlerimi açtığımda her yer zifiri karanlıktı. Yoksa ben mi kör olmuştum? Arabanın kırık camları her yerimdeydi. Suratıma battıklarını hissedebiliyorum. Aklıma düşen gerçek ile sağ elimi yavaşça kaldırıp karnıma götürdüm. Şu an en çok istediğim şey mercimeği bana defalarca tekme atması. Bir şekilde onun iyi olduğunu bilmek istiyordum ama bu çok... Çok zordu. Ağlamam şiddetlendi. Korkuyordum. Bu bilinmezlik beni korkutuyordu, ürpertiyordu. Tir tir titremeye başladım. Üşüyordum.

Başıma yavaşça soluma çevirdim. Ömer baygındı. Hava yastığı açılmamış ve başını direksiyona çarpmıştı. Ne yani! Bu kadar parayı hava yastığı açılmasın diye mi verdi bu adam?! Başından kanlar akıyordu ve yüzünde çam kırıkları vardı. Ne zamandır buradayız? Buradan kurtulabilir miyiz? Bilmiyorum ama istediğim tek şey her şeyin eskisi gibi olmasıydı.

Canımın acısına aldırmadan sol kolumu kaldırdım ve Ömer'in vites kolunun yanında olan elinin üzerine koydum. Paramparça olan camdan dışarıya baktığımda çarpıştığımız arabanın içinde bir hareketlenme gördüm. Ama gözlerim olayı anlamayı reddeder gibi kendiliğinden kapanıyordu. Direnemedim ve kendimi karanlığa teslim ettim.

°¬°¬°¬°¬°

Gözlerimi büyük bir güçlükle açınca beyaz tavan karşıladı beni. Bir süre ne olduğunu? Nerede olduğumu? anlayamadım. Üç saniye sonra elimi okşayan bir el hissedince başımı sağıma çevirdim. Ömer, yüzünde buruk ve minik bir gülümseme ile beni izliyordu. Bunu yaparken sağ elimi ile elinin arasına almış, yavaşça okşuyordu.

Gözlerini gözlerime değdirip "iyi misin güzelim?" diye sordu. Sesi oldukça endişeli ve yorgun geliyordu.

"İyiyim" diye fısıldadım. Sesim çıkmamıştı. Aklıma gelenlerle sağ elimi Ömer'in elleri arasından kurtarmadan sol elimi karnıma götürdüm. Dolan gözlerim ile sordum Ömer'e "Be-bebeğim... Asıl o iyi mi?" sesim hala fısıldar bir tonda geliyordu.

"Doktor gelip açıklama yapmak için uyanmanı bekliyormuş, bana bir açıklama yapılmadı o yüzden. Ama senin gibi bebeğimiz de iyidir merak etme... hem öğrendiğim kadarıyla bizi buraya ilk getirdiklerinde ultrasona almışlar seni. Bir sorun olsaydı bana söylerlerdi, rahatla aşkım sen. " dedi ve sol tarafıma geçip oturdu.

Sana aşkım dedi Defne ;)

Bu sırada '' İnşallah" diye fısıldamıştım.

Yatağı hafif dik konuma getirip sırtıma elini götürüp beni yataktan biraz ayırdı. Bu sırada ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. Kolunu sırtıma attı ve beni tekrar yasladı fakat bu sefer sırtım yatağa değil Ömer'in sırtına yaslıydı. Bu öyle güzel bir histi ki... uykudan yeni uyanmama rağmen tekrar mayıştım. Sol elini de benim karnımın üzerinde duran elimin üzerine koydu. Ardı ardına saçlarımın arasına öpücükler bırakıp benim kan akışımı hızlandırıyordu. Minik öpücükler önce yanağıma ardından da boynuma indiğinde kesik kesik nefes almaya başladım. İçimde bir şeyler kıpraşıyordu.

Bebek olmasın o Defne?

Cidden bebekti! Bebeğimiz ikimizin de elleri üzerindiyken tekrar tekme atmıştı. İkimiz de kahkaha atmaya başladık. Nihayet kahkaha merasimi bitince. Ömer'e biraz daha sokulmak için sağ ayağımdan destek alarak doğrulmaya çalışırken canımın çok fazla acıması üzerine ağzımdan "Ahh" diye acı dolu bir nida yükseldi. O zaman farkettim sağ bacağımda bir ağırlık ve tuhaf bir baskı olduğunu.

PATRONUMUN BEBEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin