Merhaba!
Nasılsınız?
Yorum yapmayı unutmayın 🌸
Keyifli okumalar. ☁️
💜MULTİ / NERİMAN VE NECMİ 💜
Önceki bölümden
Sonunda kahvaltımı yaptım. Bu daha çok öğle yemeği oldu ama olsun, sonuçta karnım doydu. Keyfim yerine geldi vallahi. O sırada Ömer'in sesi duyuldu
"Yengem ve amcama evleneceğimi söyledim. Yarın onlar ile tanışacaksın"
°°°
Ne! Bu kadar çabuk mu? Gerçi ne bekliyorsam, sonuçta en yakın zamanda evleneceğiz diye konuştuk. Ki karnım büyümeden evlenmemiz lazım. Aklımdaki düşünceleri kovup hemen Ömer'e döndüm."Tanışma derken? Yemek falan mı yiyeceğiz?" nolur öyle bir şey olmasın, Neriman hanım ile yemek bir de tanışma yemeği...
Tamam, her ne kadar biraz değişik bir kadın olsa da yeğenine çok düşkündür. Söz konusu Ömer ise her şeyi en ince detayına kadar sorar soruşturur.
Ömer başını evet anlamında sallayarak bi 'hıhı' sesi çıkardı ve konuşmaya başladı.
" Yarın akşam seni alacağım ve amcamlara gideceğiz. Hem akşam yemeği yiyip hem de tanışacaksınız. Tabi bunu söylememe gerek var mı bilmiyorum ama onların yanında gerçekten birbirlerine aşık bir çift gibi davranacağız."Bu adam yine haklı. Tabi ki öyle olmak zorunda,hatta öyle bir rol yapmalıyız ki akıllarında hiç bir şüphe kalmasın. Ömer'e dönerek başımı salladım.
" Haklısın. Peki düğün olacak mı? " aklıma takılıyordu bir süredir bu soru. Bana kalsa sadece bir nikah yeterdi ama insanları inandırmak için düğün olması daha iyi olur.
Ömer birkaç saniye sonra cevap verdi.
"Bana kalsa çok gereksiz, resmi nikahı kıyıp geçelim ama inandırıcı olmak için düğün yapmak zorundayız. Herkes kiminle evlendiğimi merak edecektir."Son cümlesine kadar herşey güzeldi. Son cümlesi beni biraz kırdı. Bazen her şeyi sadece kendisi için yaptığını düşünüyorum, sanırım haklıyım.
Düz bir ses ile cevap verdim." Haklısın, şimdi herkes Sinyor İplikçi'nin eşini merak ediyordur. " Ama maalesef hayalleri yıkılacak. Eski asistanı çünkü, üstelik sarhoşken hamile bıraktığı asistanı... İçimden histerik bir kahkaha attım.
Ömer yüzüme bakarak " Sen iyi misin?" diye sordu. Çok iyiym, o kadar iyiyim ki anlatamam...
Başımı sallayarak konuştum "Artık kalkalım mı?"
"Olur. Sinyorita İplikçi." dedi bana cevap olarak. Son cümleyi özellikle vurgulamıştı. Atı alan Üsküdar'ı geçti be koçum. Artık pek bi önemi kalmadı.
Arabaya bindik sonunda. Ayy hala rahatsızım yaa, çok yemişim, şişkinlik yaptı vallahi. Bu yediklerimi eritmek için bi soda içmem lazım ama. Anca öyle rahatlarım. Ama off yaa, neden tüm aksilikler beni bulur? Evde soda yok ki, dün akşam da aradım bulamadım. Aklıma gelen fikirle hemen Ömer'e döndüm.
"Beni burada indir."
"Neden?"
"Eve gitmeyeceğim"
"Neden?"
" İşim var."
" Ne işin var?"
" Sanane."
Bu ters cevabım ile birlikte Ömer aniden arabanın frenine basıp durdurdu. Bu ani hareketi ile sarsıldım ve başım dönmeye başladı.
Ömer sinirle konuşmaya başladı. "Defne!" sesi yüksek değildi ama çok sert çıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRONUMUN BEBEĞİ
Chick-Lit> Kitapta 'Kiralık Aşk' dizisine benzeyen yerler var. Kabul ediyorum. Zaten ben DefÖm/ ElBar hayranıyım ve kafamda tasarladığım senaryoyu Defne ve Ömer karakterleri üzerinden anlatacağım. Sadece Bi şans verin :) Ben yazar değilim . Tabiki hatalarım...