28. Bölüm ~ Üç Parça

1K 49 20
                                    

©SELAM KUZUŞLARIM! NASILSINIZ? SİZİ ÇOK ÖLEDİM. 💕

©EMEĞİMİN KARŞILIĞI OLARAK BENİ TAKİP EDİP DESTEK OLURSANIZ ÇOK SEVİNİRİM.

©BEN TAM YORUM SAYILARI ARTTI DİYE SEVİNİRKEN SON ATTIĞIM BÖLÜMLERDE YİNE YORUM SAYISI AZALDI VE BU DURUM BENİ BİRAZ ÜZDÜ AÇIKÇASI. SİZDEN RİCAM SATIR ARALARINDA BOL BOL YORUM YAPIN. SİZ YORUM YAPTIKÇA BENİM YAZMA İSTEĞİM ARTIYOR. NE KADAR YORUM, O KADAR ERKEN BÖLÜM :)

[[[OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN]]] 💜

KEYİFLİ OKUMALAR...

°¬°¬°¬°

Saks mavisi, kısa kollu buluzum ve siyah mini eteğim ile yaptığım kombinime bir da siyah deri kemer ekleyince aynada kendime alıcı gözle baktım. Çok güzel görünüyordum. Özellikle bu kombinde ortaya çıkan karnım o kadar güzeldi ki ; eğer başarabilecek olsaydım o'na sarılırdım.

Klasik bir pazartesi gününe klasik bir şekilde uyandım, pardon uyandık. Ömer ile aynı yatağı kullanmaya başlayalı iki hafta oldu. Artık kendimi gerçekten evli bir kadın gibi, evli bir çift gibi hissediyorum. Birlikte uyuyoruz, birlikte işe gidiyoruz, birlikte yemek yiyoruz, birlikte film izliyoruz, birlikte uyanıyoruz. Tuvalete gitmek dışında bütün aktiviteler birlikte yapılıyor anlayacağınız ahahhaha....

Siyah, kalın topuk sayılabilecek ayakkabılarımı giyip salona indim. Ömer koltuğa oturmuş telefonu ile ilgileniyordu. O elindeki telefona öyle dalmıştı ki ; benim geldiğimi bile farketmedi. Ortamdaki varlığımı hissettirmek adına boğazımı temizledim. Bu hareketi ile yaramış ve Ömer'in gözleri beni bulmuştu.

"Hazır mısın?" diye sordu. Fakat dikkati benim hazır olup olmamam da kesinlikle değildi. Bunu sadece söylemiş olmak için söylemişti.

"Sence?" diye sordum. "Hazır mı görünüyorum." diye ekledim.

Telefonunu ceketinin cebine koyup ayağa kalkarken gözleri ile beni baştan aşağı süzdü. " Şu an işe gitmek değil de seninle yatağa gitmek istediğim gerçeği kadar güzel görünüyorsun karıcığım..." dedi

Kurduğu cümle beni utandırmaya yetmişti. İlk defa bu kadar açık sözlüydü ve bu benim hoşuma gitmişti açıkçası. Beğenilmek, güzel hissedilmek kimin hoşuna gitmezdi ki? Vücudumda dolaşan kan yanaklarımda yoğunlaşırken işi espriye vurmak için" Cık... Cık... Cık... " sesleri çıkardım ve mutfak masasının üzerinde duran mor çiçekten küçük bir tutam alarak Ömer'in ceketine yerleştirdim. Bir kaç adım uzaklaşıp baktığımda çok yakıştığı gerçeği ile yüzümdeki aptal sırıtış büyüdü. Ömer yanıma gelip elini belime atıp yanağımdan öptü ve elini belimden çekmeden kapıya ilerledi.

°¬°¬°¬°¬°

Büyük şirket kapısından girerken el ele'ydik. Belki ban aöyle geliyordu ama herkesin gözü bizim üzerimizdeydi. Asansöre gelince içeri girdik ve ben sabırsız bir şekşlde düğmeye bastım. Hatta ben daha çok basınca daha hızlı çıkacakmış gibi on defa art arda bastım. İdrar kesemdeki baskıyı azaltabilirmişim gibi sert şekilde bastığım için parmağım acıdı. Tek çaremin beklemek olduğunu anlayınca dudaklarımı büzerek sırtımı arkama yaslayıp başımı Ömer'in omzuna koydum.

"Bitti mi on sekizinci kat düğmesi ile kavganız? Yüzündeki şekilden anladığım kadarıyla yenilmişsin güzelim?" dedi Ömer. Beni kolları arasına alıp başımı göğsüne yasladı.

"Dalga geçme Ömeeer, zaten yine tuvaletim geldi. Tutmak çok zoor." son kelimeleri uzatarak ve huysuz bir çocuk gibi söylendim.

Güldü. Bunu göğsünün hareketlerinden anlamak mümkündü. " Bu aralar çok sık tuvalete gidiyorsun. Sen de farkındasındır bu durumun. Bir doktora gidelim mi? "

PATRONUMUN BEBEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin