picture // minsung (1972)

8

Minho'nun lale soğanları alması gerekiyordu. Laler bahçesindeki küçük göleti renklendiriyorlardı.

Bahçesinden çıkarak çiçekçiye gitti. "Merhabalar."
"Bay Lee, hoş geldiniz. Uzun zamanıdır sizi göremiyordum, iyisiniz değil mi?" Minho gülümseyerek başıyla onayladı. Aslında hiç iyi değildi.

"Lale soğanı arıyorum, var mıdır elinizide?"
"Tabii ki, onlarda sizi bekliyordu." Çiçekçi bile Minho'nun çiçeklere olan aşkını anlıyordu.

"Kaç tane istersiniz?" Minho göletinin etrafını düşündü. "10 tane alayım." Başıyla onayladı ve soğanları poşete koydu. "Bunlar benden olsun. Biliyorsunuz, burası sizinde çiçekçiniz." Bu onu biraz olsun sevindirmişti. Çiçekleri bedavaya aldığı için değil, çiçekçinin böyle düşündüğü için. Hem çicekçide farketmişti Minho'nun üzgün olduğunu.

"Teşekkürler. Bir dahaki sefere ödeyeceğim ama." Çiçekçi başıyla onayladı ve poşeti alarak çıktı.

Jisung, Minho'nun çıktığını gördüğünde peşinden gidecekti fakat cesaretini toplayamadı. Ne diyecekti, 4 hafta önce düşürdüğünüz fotoğraf, buyrun, mu? Asla.

Çiçekçiye girdi ve oda karanfil tohumları aldı. "Bay Min, az önceki beyefendi nerede yaşıyor?"
"Yandaki evde." Başıyla onaylayıp tohumların parasını ödedi ve çıktı.

Minho'nun evinin önünde durdu. "Voaahh... zengin birisi olmalı, evi çok büyük ve güzel." Içeri girip girmemeyi düşündü. "Yapamam. Nasıl vereceğim ki?"

Fotoğrafı pekte vermek istemiyordu, çünkü çok güzel bir fotoğraftı. En azından ara sıra bakıp gülümsüyordu.

"Bencillik yapma Jisung. Fotoğraf senin değil." Bütün cesaretini toplayıp kapıya doğru giderken, Minho'nun arkadaşlarını görüp vaz geçti. Yine utanmıştı.

"Yarın vereceğim. Evet! Her ne olursa olsun!" Geri dönüp uzaklaştı.