picture // minsung (1972)

23

Hyunjin suya girmeyle tedirgindi. "Hyunjin gelsene su çok sıcak!" Yüzünü buruşturarak sızlandı. "Bu mu sıcak buz gibidir o buz!" Yalandan ağlamaya başladı.

Minho bastonsuz Hyunjinin arkasına doğru ilerlerken hızla suya itti. "YA-" Suya battı. Jisung eti ızgaraya koyarken konuştu. "Minho-ah, seni ilk defa bastonsuz yürürken görüyorum. Çokta kötü durmuyor, neden bastonsuz yürümüyorsun?"
"Baston olmadan yoruyor."
"Bastonlu daha havalı ayrıca." Minho şımararak gülümsedi. "Karizma."

Hyunjin titreyerek sudan çıktı ve Minhoya yaklaştı. "Y-ya, n-ne ha-hakla b-beni su-suya i-itersin!" Minho güldü. "Sıcak değil miymiş su?"
"Y-YA!"
"Tekrar iteyim mi?"
"Itersen s-sen de g-girmiş olursun!" Minho onu kolundan tutarak iterken Hyunjinde tutmuştu. Birlikte soğuk suya daldılar.

"Aisshhh, bu ikili yine." Chanda eti ızgaraya koydu. "Burası gerçekten çok güzel."
"Demiştim."
"Kaç gün kalacağız."
"Ne zaman bıkarsak."
"Ihtiyaçlarımız biterse?"
"Biraz ileri de market var. Oradan alırız." Başıyla onayladı.

"Ya! Siz iki çocuk didişmeyi kesinde buraya gelin!" Chan, Hyunjin ve Minhoya, elindeki demir chopstickler ile yanını işaret etti.

Yere oturup masadan yemeklerini tabaklarına aldılar. "Ahhh, nehirin sesiyle yemek yemek kadar güzel bir şey yok." Changbin gerçekten rahatlamış gözüküyordu.

Jisung, ıslak Hyunjin ve Minho'nun sırtına iki havlu atarak oturdu. "Şu tepeden hiç atladınız mı?" Nehirin yukarısını gösterdi. "Oaahh, Jisung canına mı susadın!" Felixin tüyleri diken diken olmuştu.

"Changbinle Chan bir ara atlamıştı." Minho Hyunjine vurdu. "Beni neden saymıyorsun! Ben de atladım!" Jisung şaşırmıştı. "Ooh? O tepeden o ayakla?!" Seungmin ağzına bir lokma alarak konuştu. "Böyle şeylere gelince ayağını hiç umursamıyor, yüzmede çok iyidir." Lokmasını yuttuğunda devam etti.

"Aaa sen bu arada bizim derenin yunusuyla tanıştın mı?" "Yunus mu?" Elleri ile sakince yemek yiyen Jeongini gösterdi. Ağzı yemekle dolu olan Jeongin bağırdı. "Yunus falan değilim!" Güldüler.