17

169 28 0
                                        

Minho ona gördüğü gerçekçi rüyayı sormak istedi. Ama ne diyecekti, çok gerçekçi rüyamda seni gördüm ve bana aşıktın, mı? Asla.

"Minho, daldın gittin yine, iyi misin?"
"Evet evet, iyiyim." Chan, Minhoda bir şey olduğunu çoktan anlamıştı. "Ah Jisung, geçen gün lale soğanları almıştım. Ekmemde yardımcı olur musun?" Jisung'un gözleri parıldadı. "Tabii ki, zevkle!"

Herkes gittiğinde Jisung ile Minho baş başa kaldılar. "Sana ekmede yardım edeyim, daha sonra ben de giderim." Minho başıyla onayladı ve birlikte küçük göletin yanına gittiler.

"Jisung masanın üzerinden soğanları getirir misin?" Poşeti alıp Minhoya uzattı.

Minho beşini kendi alıp beşini ona verdi. "Sen göletin diğer başına ek, ben de bu başına ekeceğim." Başıyla onayladı ve söylediği yere gitti.

Jisung Minhoya seslendi. "Minho-ya!"
"Ne oldu?!"
"Bana biraz yardım edebilir misin!?"
"Hangi konuda!?"
"Ekme konusunda!"
"Tamam!!" Soğanının üstünü toprakla kapattı ve Jisung'un yanına ilerledi. "Neyi yapamadın?"
"Lale soğanı daha önce hiç ekmedim. Başı aşağı mı gelecek yukarı mı?"

Jisung'un yanına bağdaş kurarak oturdu. "Bak burası kökü, burasıda başı, lale buradan çıkar." Dediği yeri gösterdi. "Yani kökü aşağı, başı yukarı bakacak."

Onun önündeki toprağa uzanarak soğanı koydu. Jisung ona dönüp baktığında, Minho ile bayağı yakın bir mesafeden göz göze geldiler.

Jisung paniğe kapılıp biraz geriye çekildi. "Gördün mü, aynen böyle." Ikinci yeri kazıp diğer soğanı yerleştirdi.

Minho'nun çiçek ekerkenki hâline bakakalmıştı. Çok çok fazla güzeldi. Büyülenmişti.

"E Jisung, ben bütün soğanları ektim çoktan!"
"A-a, özür dilerim, dalmışım." Topraklı ellerini çırpıp Jisunga döndü. "Bana bir şey mi söyleyeceksin?"
"Aslında, bu sıralar garip rüyalar görüyor musun diye merak ediyordum."
"N-nasıl garip rüyalar?"
"Bilmem, geçen hastanedeyken ben bir tane gördüm. Sen de vardın." Jisung oturarak yaklaştı. "Ben de mi vardım? Nasıl bir rüyaydı, ne diyordum, yoksa rezillik mi yapıyordum?" Minho güldü.

"Normal rüyalardan daha uzun bir rüyaydı. Sanki gerçek gibiydi."
"Sorularıma cevap vermedin!"
"Jisung."
"Efendim?"
"Gitme zamanın geldi, hava çoktan karardı."
"Ama rüya-"
"Sonra konuşuruz!" Ayağa kalktı. Jisungda yardım ederek Minhoyu kaldırdı.

Bahçenin kapısına kadar geçirdi. "Yarın yine gelmeyi unutma olur mu?" Başıyla onayladı. "Ah Minho bu arada, benden istediğin kadar çiçek isteyebilirsin."
"Ha, neden?"
"Sen kendine zarar verdiğinde, uyanırsan sana istediğin kadar çiçek alacağımı söyledim. Sen de uyandın."
"Istediğim kadar ha?" Başıyla onayladı. "Bunu düşüneceğim." Gülümsedi ve vedalaştılar.

Jisung, Minhoya gerçekten çok iyi geliyordu.

picture // minsung (1972)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin