EYLÜLAyakta kalmak öyle zor ki yaşamaya çalışmak , nefes almak bunlar çok zor hele ki nefesini kaybeden insanlar için yaşamak çok daha zor. Kendimi bildim bileli yaşadığım acıları görmezden gelerek kısacası hep kendimi geçiştirerek adım adım ilerlemeye başladım ama asla ilerleyemediğimi farketmem uzun sürmemişti olduğum yerde sayıyordum sanki sadece olduğum noktada sekiyordum. Ben ne zaman mutlu ve huzurlu bir yaşam sürecektim ? Neden hep bir aksilik beni bulurdu ki ! Savunmasız ve çelimsiz bir kız olduğum için miydi bu kadar karmaşa !
Her gün aklımda binlerce düşünce ile güne başlamak sıkmaya başlardı bir süre sonra oysa ki düşünmek bize verilen en güzel seydi bir şeyi sorgulamak ama malesef ki bu bir zehirli ok gibi beynime saplanıyor zehrini akıtıyor gidiyordu o zehir beni günlerce süründürüyordu ama hiçbir zaman pes etmemiştim.
Nefeslerimi düzene sokmaya çalışıp derin derin soluklanarak kurtuluşuma koşmaya başladım. Attığım adımlar artık bacaklarımı öyle zorluyordu ki dişlerimi sıka sıka büyük adımlar atıyordum. Soğuk havada ve böylesine yıkık dökük tenha bir sokakta sadece kesik kesik nefes seslerim ve attığım adımlar yankı yapıyordu. Buranın neresi olduğu hakkında en ufak fikrim dahi yokken nefeslerim iyi sıkılaşıyor boğazıma atılmış düğüm iyice iplerini gerip beni nefessiz bırakıyordu. Kafamdaki bereyi çıkartırken benden başka adım sesleri duymamla panikleyerek kendimi üçe ayrılan yolda ayağımın beni yönlendirdiği sol tarafa girdim. Nefesim kesiliyordu gözüme ilişen ve burnuma gelen iğrenç kokusuyla çöp konteynerinin arkasına atladım. Şimdi sırada içimden bildiğim bütün duaları etme zamanıydı. Tek çarem buydu. Beni kurtaracak birinin olması imkansızdı hele ki bu sokaktan geçen biri görmek daha imkansızdı. Daha fazla koşamazdım. Boğazım bu denli yanarken nefesim kesilmişken ve ayaklarımda derman kalmamışken yere yığılmadığıma bile dua etmem lazımdı.
Lütfen beni görmesin.. lütfen !
Sokağa giren adım sesleri sessizce ilerliyordu. Yerimde kıpırdamadan heykel gibi durmalıydım ki beni görmesin.
"Gençlerin enerjisini hep sevmişimdir. Öyle değil mi Okan ?" korkudan kalbim yerimden fırlayacaktı. Sanırım yakalanmıştım.
"Lakin şu tatlı kız beklediğimizden hızlı çıktı. Umarım her alanda da böyle hızlı değildir. Biliyorsun bazı şeylerin zevkini çıkara çıkara tatmin oluruz" dudaklarımı dişledim. Gözlerimden yaş akıyordu. Avuç içlerim terlemiş parmak uçlarım buz tutmuştu. Öylesine soğuktu ki hava burnumun kızardığına emindim. Eğer korku dedikleri şey buysa şuan bunu bedenindeki her hücre bunu üst düzeyde hissediyordu. Dudaklarımı aralayıp dilimi üstlerinde gezdirdim. Soğuk hava aniden tekrar vurarak kuru hâle getirmişti. Adım sesleri gittikçe yaklaşıyordu dudaklarımı ısırdım bu sefer. Bana doğru git gide yaklaşması her öldürücü hamleyi yapması demekti bu da git gide yok olduğum anlamına geliyordu. Havadaki gerilim git gide yoğunlaşıyordu. Allah'ım lütfen !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET (+18)
Teen FictionEylül yaralı kırlangıç kuşu.. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştu.. "Bir şartla nefes almana izin veririm" durdu ve koyu lacivert gözlerini göğüs oluğumda oyaladıktan sonra yavaşça yüzümde gezdirdi ve dudaklarını yalayıp viski bardağını önündeki k...