'Gözlerin kalbime iyi geliyor sakınma onları benden'
EYLÜLKayıp bedenler içinde hapsolmuş ruhların , nereye sürüklendiğini bilinmeyen zihniyetlerin kargaşası içerisinde hâlâ daha umutlarını elinde tutan o kargaşada elinden düşürmeyen biri vardı. Kalbi kadar yavaş adımlar atan biri... bendim o kişi. Herkes yoluna koşarken ben elimdeki umutlarla buraya doğru koşmuştum. O umutlarla son nefesimi verebilirdim veya kalbim son kez çarpabilirdi. Şimdi o umutlar yok olmuş geriye biçare yalnız ruhum kalmıştı.
Burası onun cehennemiydi. Ben onun cehenneminde kül olmak üzere buraya gelmiştim. O kimdi ? Beni buraya kader mi getirmişti. Yoksa gerçekten benim aptallığım üzerine mi bu adımlar buraya yönelmişti. Hala daha nefes alabiliyordum. Bunu kime borçluyum ? Aptallığıma olamaz. Kalbimin üzerindeki ağırlık kalktı. Az önce korku dolu gözlerim şimdi merakla onun dudaklarından gözlerine doğru çıktı. Gözlerindeki fırtına cehennemin ateşini daha da harlamaya yemin etmiş gibi üstten bana bakıyordu. Vereceğim cevabın hayır olması onu etkilemeyecek gibi umursamaz bakıyordu. O ezici bakışlar altında kaç kişi son nefesini vermişti."Tabiki de böyle bir şey olmayacak !" koşul olarak önüme sunduğu şey çok acımasızca ama onunla evli olma fikri aklımdan geçmedi değil yinede. Sadece bir anlık tabi.
"Peki , sen bilirsin. Bu kapıdan çıkabilirsin. Kimse sana bir şey demez." tüyler ürpertici ses tınısı içimi rahatlatmanın aksine beni daha da çıkmazda sokmuştu. Tüm cesaretimi ve kendimi toparlayıp arkamı döndüm. Adım attığım esnada arkamdaki hareketlilik ile olduğum yerde durdum.
"Ama..." işte içimde yine bir korku ayağa kalktı. "Senin yaptığın hatanın bedelini hayatındaki herkese ödetirim." gözlerimi sonuna kadar açtım. Beni sevdiklerimle tehdit ediyordu.
"Bunu yapamazsın.." fısıltıyla çıkan sesimle dolan gözlerimi yok saydım.
"Öyle bir yaparım ki.. seni öldürmem için bana yalvarırsın" ruhu çekilmiş bir adam duruyordu karşımda. "Şimdi istersen çıkabilirsin."dedi.
Şimdi çık çıkabilirsen. Kahretsin ! Elim kolum bağlı bir şekilde kaldım tam olarak olduğum yerde durdum. Hareket edemedim ne bir adım geri ne bir adım ileri kalbimin içine sığdırdığım ailem yerine koyduğum güzel insanlar ile beni tehdit ediyordu. Yapardı bundan emindim çünkü gözlerindeki o ateşi gördüm öyle oturup bana blöf yapacak bir adam gibide değildi. Evet demek istemiyordum. Hayır demek hiç istemiyordum kendim yaptığım bir saçmalık yüzünden kimsenin hayatı ile oynayamazdım. Buna hakkım yoktu. Geriye dönüp risk de alamazdım bu gece yeterince risk almıştım zaten. Gözlerimi ona çevirdim. Kendinden emin duruşu sinirimi bozuyordu. Geriye dönüp gitmeyeceğimden çok emindi. Bu beni yeterince germişti. Ona doğru yaklaşıp yüzüne doğru öfkeyle konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET (+18)
Teen FictionEylül yaralı kırlangıç kuşu.. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştu.. "Bir şartla nefes almana izin veririm" durdu ve koyu lacivert gözlerini göğüs oluğumda oyaladıktan sonra yavaşça yüzümde gezdirdi ve dudaklarını yalayıp viski bardağını önündeki k...