19.Bölüm "Karadut" +18

5.8K 108 46
                                    

Eylül&Karan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eylül&Karan


‘Aldığım nefesin her saniyesi dudaklarına karışsın.’

19.Bölüm “Karadut”


Gecenin karanlığında parlayan yıldızlar ard arda dizilmiş sıra oluşturuyordu. Bu gece çok sessizdi. Yıldızlar aralarında dönüyor,yağmurlar arasında kayboluyor,bulutların arkasında kalıyor olsa dahi   gökyüzünde asılı bir şekilde parlamayı başarabiliyorlardı.  Çoğu zaman böyleydi. Bir döngü şeklindeydi. Karanlık güneşi hapsetse de bunu yıldızları sergilemek için yapmıyor muydu ?

Peki benim karanlığım ne zaman başlıyordu ki. Annemi kaybettiğim gün ya da babamın yokluğunu ilk hissettiğim o anda mıydı. Hayır,hayır benim karanlığım kendimden başkasının beni kurtaramayacağını anlamadığım gün başlamıştı. Mücadelemin kendimle olduğunu anladığım anın eşiğinde sıkışıp kalmış gibiydim.

Derin bir nefes aldım.

Zor olan,her şey yolundaymış gibi davranmaktı. Bir hayatım vardı fakat bir kenara kaldıralı çok uzun zaman olmuştu. Sıkışıp kaldığım mücadelede oradan oraya savrulmuş hiç bilmediğim bir hayata konmuştum. Yabancı hislerin arasında boğuluyor gibi oluyordum.

Arkamda hissettiğim hareketlilikle derince bir iç çektim. Parfümün kokusu burnuma dolunca ondan taraf dönmemek için kendimi zor tuttum. Yaslandığım boydan camdan dışarı seyretmeye devam ettim. O da bu sessizliğimi bozmayarak sağ tarafımızda şöminenin hemen yanındaki camlı dolabın içerisinden kendine viski çıkarttı. Biliyordum çünkü geceye doğru viski içme gibi bir alışkanlığı vardı. Salonun karanlık ve kasvetli havasına daha fazla katlanmamak adına camdan ayrılarak odama geçeceğim esnada bakışlarımın ona değmemesi için oldukça çaba gösterdim.

“Bir odadan öbür odaya sıkılmadın mı gerçekten.” duyduğum bıkkın ses tonu kulağıma ilişince kaşlarımı çatarak döndüm. Islak bıraktığı saçları hafiften kuruyarak gürleşmiş ve alnına dökülmüştü. Bu onda serseri duruyordu. Bir elini masaya yaslarken diğer elindeki viskiyi dudaklarına götürerek tek yudumda içerek bardağı boşalmıştı. Hala onu izlediğimin farkında olarak cebinden çıkarttığı sigarayı dirseklerini masaya koyarak dudaklarında ateşe verdi.

“Sıkılmadım.” sırtını sandalyeye yaslarken içine çektiği sigara dumanını üfledi. “Yoruldum.” dedim daha yüksek sesle. Mayışan gözleri beni bulduğunda tekrar sigarasından bir nefes çekti.

ESARET (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin