2.Bölüm "Teslimiyet"

7.7K 169 75
                                    

EYLÜL

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

EYLÜL

Karşımda devasa bir şey duruyordu. Burası olduğundan emin bile değildim her şey dışarıdan gayet normal gözüküyordu. Teras katı olan çift katlı bir kafeydi. Kafamı hafif kaldırdığımda kafenin balkon kısmından dışarı tüten dumanları gördüğümde bir nargile kafe olduğuna emin oldum. İyide buranın girişi neredeydi. Üzerimde birkaç göz hissedince rahatsızca etrafıma bakındım. Yanımdan geçip kafeye girecek olan insanlar bana garip bir şekilde bakıyordu. Ağır bir şekilde üzerime bakınca sessizce küfür savurdum. Her şeyin gayet normal olduğu bir kafenin önünde bir gece elbisesi ile durmam olağan bir durum değildi çünkü. Gerçekten tam bir aptaldım. Cem abiyi bile devamlı müşterileri olmamasına rağmen arkada bırakmayıp karakoldan çıkaran sağlam bir yere elimi kolumu sallayarak gireceğimi düşünecek kadar aptaldım işte ! Üzüntüyle pes edip arkamı döndüğüm esnada siyah bir minibüs gördüm. Kafenin arka kısmına sokağın soluna doğru sapıyordu. İçimde bir şeyler uyanıyordu.

Zaten başıma ne geldiyse şu aklı bir karış havada olan içimdeki sesler yüzündendi !

Ama bu sefer kesin doğru olduğuna emindim !

Hemen gizlice yavaş yavaş ilerleyen minibüsü takip ettim. Adım attığım esnada gelen sesle yerimden zıpladım. Telefonum çalıyordu. Elimi hemen küçük zincir çantama götürdüm.

Aliciğim arıyor...

Telefonu sessize alıp çantama koydum. Ali'yi sessize almak beni çok rahatsız etsede gerçekten şuan hiç müsait değildim. Büyük adam olma yolundaydım. Tabi bu gece eve tek parça halinde dönebilirsem. Biraz daha ilerleyine araba kocaman paslanmış demir bir kapının önünde durdu. Büyük siyah minibüsten çıkan uzun paltolu adamın ardından iki adam daha çıkmıştı. Yavaş adımlarla kapıya gelip boyası dökülmekte olan duvarın dibindeki zile bastılar. Öndeki adamın arkasındaki takım elbiseli adam zile yaklaşıp bir şeyler söyledi ve kapı açıldı üçüde usulca içeri girdi. Onların girmesinin ardından arkalarındaki araba biraz durup sonra uzaklaştı.

Heyecan ve endişe bedenimi esir almıştı. Nefeslerim düzensizlesti. Uzun zamandır sakin ve rayında giden hayatıma ilk defa böyle bir heyecan girmişti. Bu tiyatro sahnesine ilk defa çıkan bir oyuncunun içindeki heyecan gibiydi lakin burada hata yapınca alkışlamıyorlardı ya kelepçe takiyorlardi ya da silahı enseye dayıyorlardı. Derin derin nefesler aldım son şansım olduğunu dile getirmek istemedim çünkü kendimi rahatlatmaya ihtiyacım vardı sanki her gün geliyormuşum gibi rahat olmalıydım. Ne yapacağımı veya ne diyeceğimi bilmiyorum sadece doğaçlama gidicem eğer düşünürsem ne konuşacağımı vazgeçer dönerdim. Kendimi biliyordum yani.

ESARET (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin