Kadın erkek eşit mi ?
Eşit değil mi ?
Eşit değilsek neden değiliz ?
Eşitsek neden sürekli ayrımcılığa uğruyoruz?
Bu çoğumuzun yaptığı bir tartışmadır. Muhakkak kadın erkek ilişkimizde veya arkadaş çevremizde.Hukuk kurallarına baktığımız zaman hukuken de eşitiz aslında.
Yani kanunda eşit gözüküyoruz.
Fakat dünya ekonomik formu 2016 yılında yaptığı cinsiyet eşitliği raporuna göre kadın ve erkeğin iş hayatında eşit olması için sizce kaç yıl gerekiyor olabilir?
117 yıl gerekiyormuş.Eşitiz diyen lütfen bu örneği hatırlasın.
Yani 117 yıl sonra iş hayatında eşit temsil edileceğiz.
Baktığınız zaman sorumluluk konusunda da eşit görünüyoruz.
Kadınların pek çok özgürlüğü var gibi gözüküyor.
Ama bir yerlerde yine sorunlar var.Kadın erkek beraber sabah kalkıp işe gidiyorlar. Birisi doğalgaz ödüyorsa diğeri elektrik faturasını ödüyor.
Beraber çıkılacak tatilin faturaları beraber ödeniyor ya da onun için beraber para biriktiriliyor.
Fakat kadının gelenekten gelen görevleri evde devam ediyor.
İkisi aynı anda çalışıyorlar, aynı eşit maaş kazanıyorlar. İkiside yoruluyor.
Eve geliyorlar adam televizyonun önüne oturuyor ya futbol ya da bir dizi, haber izliyor.
Kadın yemek hazırlıyor, sofrayı kuruyor, çocuk varsa çocuklarla ilgileniyor, ötü varsa ötü yapıyor, çamaşır yıkıyor, bebek varsa gece bebeğe bakıyor. Bu kısır döngü devam ediyor. Bir noktadan sonra kadın iflas ediyor artık. Çünkü robot değil, bir canlı ve insan. Kadın bir noktadan sonra ben bunları yapamam deyince erkek sorgulamaya başlıyor.Kadınlık görevleri ve erkeklik görevleri devreye giriyor.
Boşanmalarda kimi zaman bunlar ortaya çıkarılıyor.
Bunlar kadının görevi olarak öne çıkartılıyor. Haliyle ilişkilerde sıkıntılar ve sorunlar başlıyor. Burada erkeğe de kadına da kızmamak lazım. Çünkü bunlar bize çok küçüklükten empoze edilen şeyler. Eğitimle de alakası yok, eğitim bunu biraz kırıyor.Bu ülkede göster amcana pipini kültürü var mesela. İhtişamlı bir şey olsa anlayacağız sürekli gösterilmesine.
Ama neden o pipi sürekli sergileniyor? Bunu anlamış değiliz.
Çocuk da bir zaman sonra bunu önemli olarak görüyor ve birilerine göstermek istiyor.
Sonra kadınlar diyor ki "erkekler neden böyle ?"Kız çocuklarına da tam tersi
"Sen kızsın yapmazsın, yapamazsın, yapmamalısın."
"Sen bu bölümü okuyamazsın."
"Sen böyle gülemezsin."
"Sen böyle giyinemezsin."
"Sen bunu yapamazsın."
Erkekleri cinsellikleri ile ne kadar övüp performanslarıyla ne kadar yüceltip toplumda yer edindiriyorsa,
Kadınlara da kendi cinsellikleriyle o kadar utandırıyorlar.Ergenlikte başlıyorlar erkeklere soru sormaya "Seviştin mi?"
"Kaç kişiyle seviştin"
"Nasıl seviştin"
"Ne zaman seviştin"
Kızlara da tam tersi
"Aman kızım ne sevişmesi"
"Sakın yapma öyle bir şey"Sizce bir mantık hatası yok mu?
Adam sevişiyor ama kızlara yasak?
Adam kimle sevişecek o zaman?
Burada bir problem var.Kadınlara şu mesaj veriliyor aslında
Dış dünya erkeklere ait bir dünyadır.
Kadınlar içerde durmalı ve içerde yaşamalı, zorunlu ve kadının görevi.
Kadınlar dışarda ve iş hayatında erkek gibi davranmak zorunda.
Nedeni ise ciddiye alınması için.
Bunu kadınlara yaptıran ise erkekler.
Bir kadın erkeğe "Nasılsınız" dediğinde erkek "İyiyim akşam yemeğinde görüşürüz." demesi gibi.
Kadının illa "Nasılsın birader?" demesi mi lazım acaba?
Hiç bir kadın bunu yapmak istemez ama erkekler sebep olursa tabiki de erkek gibi davranırlar.Erkekler sevişsin kadınlar ise sevişmesin.
Peki kadın sevişmediği zaman ona kezban diyorsunuz. Seviştiği zaman kaşar diyorsunuz. Peki bu kadın ne yapsın? Kadın nasıl var olacak?
Sizin onayınızı ve takdirinizi nasıl alacak bu kadın? Çünkü her yaptığını eleştiriyorsunuz?
"Yapamazsın", "Edemezsin" ile büyütüyorsuz. Sonra sen yapamıyorsun diye onu suçluyorsunuz.İş hayatında zaten kadın çocuk doğurduğu zaman kadını işten çıkartıyorlar. Eşi de artık bir annesin ev hanımısın çocuk bakmalısın. Sanki ev hanımlığı çok emek çok zorluk gerektiren bir şey. Sen bu kadına kendini değersiz hissettiriyorsun. Kadının toplumda var olmasını sanki bir işte çalışarak lanse ediyorsun.
Evde çocuk bakıyor sana yaranamıyor. Dışarda çalışında ne biçim kadın bu diyosun. Bakıcıya bırakınca ne pis anne bu bakıcıya bıraktı. Kreşe vermişsin kreşte çocukları dövüyorlar diyorsun.Biz kadına bir alan vermiyoruz.
Bir var olma, yaşam alanı vermiyoruz. Sonra da ondan kendi olmasını, bir birey olmasını, dayatılmış hiç bir şey yokmuş gibi davranmasını yaşamasını istiyoruz.
Bu çok da mümkün değil bence.Malesef ülkemizde ahlak var mı yok mu bunu bir kenarda tutalım ama ahlaklıçılık olduğu kesin ve bu ahlakçılık ise kadın bedeni üzerine kurulu.
Edep ise herkese edep.
Ben edepliyim sen edepli değilsin.
Sen edepsizsen senin edepsizliğin beni niye ilgilendiriyor ?
Beni niye etkiliyor ki ?
Ben niye senin yüzünden sokağa çıkamıyorum ?
Bende gece 3'de gezmeyi en az bir erkek kadar hak ediyorum.
Kimse bunu kısıtlayamaz.
Ben istediğimi giyerim arkadaş.
Sen kendi gözüne bakacaksın.
Sen kendi nefsine bakacaksın.
Kadınlar olarak bu ülkede kışkırtıcı şeyler yapmıyoruz. Kendimiz olmak istiyoruz, biz de mutlu olmak istiyoruz. Bize bir şey dayatmadan, bizi sıkmadan, bizi bunaltmadan, biz gerçekten var olmak istiyoruz.
Ben bir kadınım eksik veya yarım olduğumu düşünmüyorum.
Beni bütünleyen bir koca, bir evlilik, bir çocuk da değil. Bunlar ancak doğru zaman, doğru kişiyle beni mutlu eden, hayatımı paylaştığım bir insan olabilir.
Ben kocasız da varım. Ben çocuksuz da tümüm.Ben kariyerimle, işimle, aşklarımla, hırslarımla, tutkularımla, ruhumla, görüntümle, cinsiyetimle, cinselliğimle, istediklerimle ve istemediklerimle olan bir kadınım.
Varım, tümüm, var olacam.
Ve bunu bana kimse eksiksin, yarımsın, yapamazsın, edemezsin diyerek asla engelleyemez.
Bunu iddia ediyorum bizim atasözlerimiz kadınları aşağılayacak nitelikte. Erkekleri ise över nitelikte.
"Karı gibi ağlama" derler mesela.
Ya da bir kadını övmek için Adam gibi kadın derler.
Ben kadın gibi kadınım.
Erkeklik sizin olsun.
Erkekliğe bu ülkede çok şey atfediliyor. Ben kötü olduğu için söylemiyorum. Anlaşılmak istediğimi düşünüyorum.
Erkeklik ile bir sorunum yok.
Erkekliği överken, kadınlığın bu şekilde yerden yere vurulmasıyla sorunum var.
Bu coğrafyada kadın olmak mücadele demek, kadın olmak direnç demek, kadın olmak belki on katı belki yirmi katı çaba göstermek demek.
O yüzden erkeklik çok onurlu, gururlu olabilir. Onurunuz, gururunuz sizi ilgilendirir.
Ben de bir kadın olarak kadınlık gururumla kadınlık onurumla yaşıyorum bu ülkede
Ve cesareti olan erkek varsa da buyrun kadın olarak yaşasın.Bu ülkede güldü diye, sokakta birisiyle flört etti diye dövülen, öldürülen, asılan kadınlar var.
Her gün haberlerde görüyoruz.
Gerçekten biz kadınlığın gururunun, onurunun olduğunu düşünmüyoruz ama bunun artık anlaşılması, bilinmesi ve algılanması gerektiğini düşünüyoruz.Biz bundan sonra kadınlar olarak yaşayacağız, ölmeyeceğiz, kahkaha atacağız, çocuklar doğuracaz oda istersek tabi. Çalışmak istersek çalışacaz, istemezsek çalışmayacaz.
Bizi bu şekilde kabul edin.
Kabul etmek zorundasınız.
Etmeyenler olursa da ettirecez.
Mücadeleye devam edecez.DİĞER BÖLÜMLERDE GÖRÜŞMEK ÜZERE.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİŞİSEL GELİŞİM
De TodoPLATFORMUN EN İYİ "KİŞİSEL GELİŞİM" KİTABIDIR. ⭐ ALGI OPERASYONU ⭐ ETKİLİ İLETİŞİM ⭐ AKLISELİM EĞİTİMİ ⭐ FARKINDALIK VE DAHA FAZLASI...