🌟 BÖLÜM 22 - NORMAL MİYİM?

221 8 0
                                    

Toplumumuzda psikologlar farklı bir gözle görülür aslında.
Bir psikolog ile tanışan bazı insanların psikologa "Sizce ben normal miyim?" demelerini görmüş veya duymuşuzdur.

Normal miyim?
Veya ne zaman doktora gideyim?
Bu soruya bir hikaye ile cevap vermeye başladım.
Hikaye şu :
Adamın biri bir gün psikologa gidiyor.
Problemini anlatıyor.
Diyor ki "Yatağın üstünde yattığım zaman, yatağın altında biri varmış gibi geliyor. Yatağın altına yatıyorum üstünde biri varmış gibi geliyor."
ne yapmalıyım?

Psikolog adamı uzun süre dinledikten sonra diyor ki bana altı ay gelmen lazım. Haftada iki defa geleceksin, bu arada seansımız ikiyüz lira diyor.
Adam bir hesap yapıyor, haftada iki kere, altı ay, çarpı ikiyüz. (200)
(9.600) dokuz bin altı yüz yapıyor.
Çıkıyor ve bir daha gelmiyor.

Altı ay sonra bir gün yolda karşılaşıyorlar. Psikolog adamı hatırlıyor diyor ki "senin böyle bir uyku takıntın vardı. Ne yaptın?"
Adam cevap veriyor "senden sonra on liraya hallettim diyor.
Psikolog biraz şaşkınlıkla sorar" Nasıl hallettin? "
Adam "senden sonra bir bara gittim, bir bira söyledim ve problemimi barmene anlattım. Barmen beni dinledi, dinledi sonra dedi ki ( YATAĞIN AYAKLARINI KES)
Kestim ve o günden sonra problem kalmadı, o günden sonra rahat rahat uyuyorum" der

İşte problemlerin çözümü bazen bu kadar basit olabiliyor. Sizin bir psikologa gitmeniz, sizin yetersiz veya güçsüz bir insan olduğunuzu göstermez. Sadece dışardan kendinize o süreçte bakamadığınızı gösterebilir. Günümüz dünyasında her ne kadar, yıllar geçtikçe psikologa gitmenin "yetersizlik" olduğu algısı kırılsa da hala ciddi bir önyargı olduğunu düşünüyorum.

Bir psikologa ne zaman gidilmeli?
1.) Durumdan kendinizi rahatsız hissediyorsanız.
2.) Günlük hayatınızı etkilemeye başladıysa
3.) İlişkileriniz ve sosyalliğiniz bozulmaya başladıysa
Aslında konu ne olursa olsun bu kriterleri baz alabiliriz.
Mesela benim bir arkadaşımın ütünün fişini çektim mi çekmedim mi? Diye bir takıntısı var.
Defalarca eve geri dönüyor.
Artık işine gidemez oldu.
Psikologa da gitmeye direniyor.
En son ütüyü alıp çantasına atıp gitmeye başlıyor.
İşte bu artık bir sorundur. Gitmekte fayda vardır.

İşte bazen de tecrübe bilime çelmeyi atar.

Bir gün de kantinde sandviç siparişi verecem. Önümde bir arkadaşım var.
Dedi ki "Teyzecim içinde şundan, şundan olsun" şöyle bir sandviç.
Teyze "tamam" dedi.
Ben de hemen arkasındayım ama sipariş verecek halim yok. Çok yorgunum. Ve sadece şunu söyledim
"Aynısından olsun." dedim teyzecim. Şöyle bana doğru yan baktı. "Aynısından olmaz yiğidim" dedi.
"Niye?" Dedim.
"Maddenin doğasına aykırı olum" dedi.
Teyze kuantum'a gönderme yapıyor. Haberi yok. Hani "Aynı nehirde iki defa yıkanılmaz" felan.

Empati ise yeni dilimize giren sık sık kullandığımız ama hiç birimizin yapmadığı bir şey.
Bak anadoludaki karşılığına iyi bakın.
"Senin anana, bacına yapılsa hoşuna gider mi?"
Daha iyi empati kurduracak bir cümle yok bana.

Peki soru sormak?
Merak etmek?
Hayatınızda bir kırılma noktası mı?
Aslında soru sormak kafanızı her ne kadar karıştırsa da, ki karışık kafa iyidir. Kafanızın olduğunu gösterir.
Sizi tehlikeli sulara bırakmayacak şekilde bir sorgulama haline girmek gerekir diye düşünüyorum.
Bunu da size bir örnek ile anlatmak istiyorum.

Beş maymun hikayesi
Şöyle düşünün bir kafeste beş tane maymun var. Beş tanesi de numaralı bir, iki, üç gibi.
Kafesin ortasında yukarıda da muz asılı ve bir tane merdiven var.
Üst tarafa da bir engel bırakmışlar. Oraya çarpınca kafesten aşağıya su dökülüyor. Öyle bir sistem var.
Maymunlardan ikisi muzu almaya çalışırken bütün maymunlar ıslanıyor. Her deneme de maymunlar ıslanıyor ve kafesteki maymunlar bir noktadan sonra şunu öğreniyorlar.
"İçimizden birisi bu muzu almaya çalışırsa, hepimiz ıslanacaz."
Bir süre sonra birinci maymun kafesten dışarı çıkartılıyor.
Ve içeriye daha önce hiç ıslanmamış yeni bir maymun giriyor.
Yukardaki muzu görür görmez, tabi ki muza ulaşmaya çalışırken diğer dört maymun tarafından aşağı çekiliyor.
Niye dayak yediğini bilmeyen maymun bir süre sonra çok sorgulamadan muzu görmezden gelip yoluna devam ediyor.
Bir süre sonra ikinci maymun dışarı çıkarılıyor ve içeriye daha önce hiç girmemiş başka bir maymun giriyor.
Ve az önceki maymun gibi muza ulaşmaya çalışıyor fakat diğer dört maymun tarafından aşağı çekilip pataklanıyor.
İşin ilginç tarafı ise en çok tepki gösteren maymun, en çok darbeyi vuran, az önce içeriye giren ve ne için dayak yediğini bilmeyen birinci maymun. Artık hırsını mı alıyor bilmiyorum.
Üç, dört, beş derken sonuç hep aynı.
O kafesin içinde hiç ıslanmamış ve o muza ulaşmayı deneyememiş beş maymun oluyor.
Kafesin üstündeki engel kaldırılıyor su dökülme, ıslatma sistemi çıkarılıyor. Nafile
Muz orda sonsuza kadar kalacak.
Şimdi siz bu muzun yerine toplumda dini bırak , geleneği bırak, ahlakı bırak, sana öğretilmiş bütün herşeyi bırak. Orda bir muz var. Kimse o muza ulaşmıyor. Ama neden ulaşmadığını da bilmiyor.

Psikologlar sizin mutluluğunuzun peşinde değildir. Psikologlar gerçeğin peşindedir. Herkesin mutlu olmak istediği bu çağda biz bütün duyguların işlevsel olduğunu hatırlatmak istiyoruz.
Öfke, can sıkıntısı, stres, aklınıza ne geliyorsa olumlu, olumsuz bütün duygular bizim ihtiyacımız.
Kendinizi hayatın akışına bırakmadığınız da gerçekten ne hissediyorum  diye sormadığınız da, mış gibi yaşamaya devam ettiğiniz de hayat çok güzel öcünü alıyor.
Mış gibi yaşayıp duygularınızı yok saydığınızda tarla faresi gibi bastırdığınız da bir yerde patlak verip çıkacaktır. Nerde, ne zaman, nasıl çıkacak bilmiyoruz.

Özellikle anne ve babaların bir sorusu var. Ödül mü ceza mı?
Tabiki de çocuğunu tanıyacaksınız önce.
Ödül mü ceza mı doğru bir soru değil.
Neye ihtiyacı var. ?
Nasıl bir karakteri var.?
İşte çocuğu tanıdığında, neye ihtiyacı olduğunu anladığında daha doğru bir adım atabilirsin.
Ama çocuk gelişiminde öğrendiğin bir şeyi direk çocuğa uygularsan ters tepebilir.

Ben şuna inanıyorum
Mevlana yaşasaydı o meşhur sözünü bence şöyle söylerdi.

"YA OLDUĞUNUZ GİBİ GÖRÜNÜN,
YA DA PSİKOLOĞA GÖRÜNÜN."

❤️ OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER DEĞERLİ WATTPAD OKUYUCULARI.

KİŞİSEL GELİŞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin