⭐ BÖLÜM 8 - KÖPEK BALIĞI

378 21 2
                                    

Bilim insanları bir köpek balığını akvaryuma bırakıyorlar. Karşısına da yiyebileceği bir balık bırakıyorlar. Bilim insanları aralarını cam ile ayırıyorlar. Köpek balığının karşısında bir hedef var.
O an başarılı olmak için o balığı yemesi lazım. Hemen harekete geçiyor ve o balığı yemeye çalışıyor ama kafasını bir cama çarpıyor ve şaşkın bir halde kalıyor. Sonuçta balık aklı, suda yüzerken camı da göremiyor. Kendisinin neyi engellediğini de bilemiyor. Bir çok kez deniyor ama her defasında cama çarpıyor. "Artık ne yaparsam yapayım, bu balığı yiyemiyecem" diye inanıyor. Deneme cesaretini kaybediyor.

Deneyin ikinci aşamasına geçiyorlar. Aralarındaki cam bölmeyi kaldırıyorlar ve köpek balığının ne yapmaya çalıştığını beklemeye başlıyorlar. Daha önce gerçek bir çaresizlik vardı. Ama deneyin ikinci aşamasında sahte bir çaresizlik var. İsterse, yapabilecek durumda.
Ama köpek balığı aç olmasına rağmen, nasıl yapacağını bilmesine rağmen, yiyebileceği mesafede olmasına rağmen küçük balığı yemek için hiçbir şey yapmıyor.
Aç veya gururlu olduğu için mi?
Tabikide hayır.
Öğrenilmiş çaresizlik denilen bir ruh haline girdiği için.
Öğrenilmiş başarısızlık.

Size ben yaptım olmadı diyenlere itibar etmeyin. Kendiniz deneyin çünkü onlar kafalarını cama vurdular ve öğrenilmiş çaresizliğe kapıldılar. Size başaramazsın diye seminer vermelerine izin vermeyin.

1.) Şu an başarısızım
2.) Bugün başarısızım
3.) Bu alanda başarısızım
4.) Her işte ve herşey de başarısızım.

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK.

Toplumun %98 Kısmına sorsak, bir çoğu başarılı olmayı istiyor.
Ama %98 başarılı olmak isterken, hayal ettiğini hayatında gören, başarmış, yapmış insan sayısına baktığımızda %20 ila. %30 civarında olabildiğini görüyoruz.

Diğer insanlar nereye takılıyor ?
Başarılı olmak isteyen bu kadar çok insan var. Ama başarabilen insan sayısı çok az.

Belki kendinizi kandırıyorsunuz.
Belki başarı ile güçlü bir ilişkiniz bile yoktur. Elimizde bazı istatisler var.
Çoğunuz bilirsiniz insanların dört hali vardır.

1.) SANDIĞI
2.) SUNDUĞU
3.) SAKLADIĞI
4.) SAHİCİ (Gerçek olan hali)

Google her yıl en çok aranan kelimeleri sıralar. Bizde merak ettik ve başarı ile ilgili en çok arananlara baktık.
80 milyonluk ülkenin başarı ile ilgili arama rakamını söylüyorum.
( BAŞARI ) Kelimesini arayan insan sayısı 18.000
Bu arada bunun 10.000'lik kısmı Başarı duası diye arıyor.
İşi kolay yoldan çözme derdinde.

Kişisel gelişim diye arayan insan sayısı 22.200 kişi.
Diğer yandan ise ( ALEYNA TİLKİ ) Google'de arayan insan sayısı 823.000 kişi.

Siz hala gerçekten başarılı olmayı istiyor musunuz ? Anlıyoruz ki toplumun çoğu "İçimden gelmeli, bir ışık doğmalı içimde" diyorlar.

Çoğu araştırmalara göre günlük insan beyninde 70.000 düşünce geçiyormuş.
Acaba sizin beyninize bir sayaç taksalar veya bir okuyucu 70.000 düşüncenin yüzde kaçı başarılı olmak hakkındadır.? İşte bunları gerçekleştiyor olsaydık size 5 yıl sonra nerde olduğunuzu söyleyebilirdik.

Bizi başarısız yapan kapasitemiz değil, kapasitemizi kullanma kapasitemiz. Yani çoğumuz kullanıcı hatası yapıyoruz.

En baştaki davranışlarımıza bakalım.
Hepimiz başarılı olma isteğiyle doğarız. Bunu nerden anlıyoruz?
Tabiki bebekken. Etrafımıza bakıyoruz insanların yürüdüğünü, koştuğunu ve bizim de başarmamız gerektiğini düşünüyorduk.
İki yaşındayken ben yapabildim demek istiyorduk. Tabağımızı götürmeye çalışıyorduk, kıyafetlerimizi kendimiz giymeye çalışıyorduk. Dün yapamadığımızı bugün yapıyor olmaktır başarı.
Potansiyelimizde olanı performansa çevirmektir başarı. İlerlemek ve yükselmek.

KİŞİSEL GELİŞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin