Özgüven kaybı temelde aileden başlar. Bilirsiniz, bazı aileler aşırı korumacıdır. Çocuğu bir saniye olsun boş bırakmaz. "Oğlum oraya çıkma", "Kızım oraya koşma", "Evladım yavaş ol terlersin". "Oğlum yürürken ayağını kaldır, heh şimdi öteki ayağını bas, tamam böyle yürüyeceksin." Bir türlü bitmez. (Arenayı hatırlayın. Sonuçta bu çocuk oraya çıkacak.)
Bazılarınıza bu tür olaylar normal gibi gelebilir ama bir süre sonra devamlı tekrar eden direktifler sinir bozucu bir hale gelir. Bu durum çocuk için büyük ızdıraba dönüşür. Zamanla öyle bir raddeye gelir ki çocuk paralize olur. Kurallara uyan, aşırı haylazlık yapmayan zeki bir çocuk bile kural tanımaz bir manyağa dönüşebilir.
Ya da tam tersi, çocuk bir süre sonra annesine bağımlı işe yaramaz bir et yığını olur. İki sokak öteye gittiğinde yönünü bulamayıp salya sümük ağlayan bir velet... Gün gelecek bu insan ileride iş hayatına atılacak. Tam bir kabus.
Kırılan oyuncağını tamir etmeye çalışan bir çocuk olduğunuzu hayal edin. Daha beş dakika geçmeden evdeki baş gardiyan "Etrafı batırdın!" nidalarıyla başınızda bitiveriyor. Önünüzden hemen aletlerinizi topluyor ve tüm uğraşını çöp diye atıyor. Nasıl hissedersiniz? Zerre kadar adamdan sayılmadığınız bir evde yaşamak zorundasınız. İçine kapanık ve nefret dolu büyümeniz hiç de tesadüf olmazdı değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİŞİSEL GELİŞİM
RastgelePLATFORMUN EN İYİ "KİŞİSEL GELİŞİM" KİTABIDIR. ⭐ ALGI OPERASYONU ⭐ ETKİLİ İLETİŞİM ⭐ AKLISELİM EĞİTİMİ ⭐ FARKINDALIK VE DAHA FAZLASI...