Ödüllendiriliyoruz

22 6 0
                                    


Birkaç saat sonra yüksek sütunların olduğu bir tür tapınağa vardık. Sütunların üstünde büyük renkli taşlar vardı. Sütunlar daire şeklinde büyük bir alanın etrafına dizilmişti. Kızıl Ejder tam alanın ortasında yatıyordu. Anna ile beraber yaklaştık tam daire şeklindeki alana girdik derken, ejderha uyandı.

-Anna burada kal.

Hemen taşları sağ elime aldım, kılıcı oluşturdum ve tahmin ettiğim gibi kılıca güç verdiler. Ejderhanın koluna doğru saldırı yaptım tam kolunu kestim derken diğer koluyla annaya saldırdı ve Anna sütuna çarptı.

-Anna hayırr...

Bu sırada vücudum kendi kendine hareket etti ve kılıç bazukaya dönüştü ardından altı taşı sıkıştırdı sonrada bir enerji ışını çıktı. Işın, ejderin boynundan girdi ve arkasından çıktı. Sonrada ejder yere yığıldı ve vücudu toza döndü geriye kalp taşı ve bir ejderha boynuzu kalmıştı.

Taşı alıp Anna'nın başına değdirdim , bir anda taş elimden çıktı ve Anna'nın boynuna doğru ilerledi. Sonra Anna yanmaya başladı. Sıcaklık o kadar yüksekti ki kurtulmaya çalışırken bir anda bayıldım.

Uyandığımda Anna'nın dizlerinde yattığımı fark ettim ve Anna boynuzlarımla oynuyordu. Hemen kalktım sonra Anna'nın benim ceketimi giydiğini fark ettim.

Yüzü kızararak:
-Vücudum yanmaya başlayınca kıyafetlerim kül oldu, o yüzden ceketini almak zorunda kaldım.

-Tamam sorun değil, giyebilirsin.

Bu sırada Anna'nın vücudunu incelemeye başladım, omuzlarında ve ayaklarında kırmızı pullar ve sırtında bir çift kızıl ejderha kanadı vardı.

-Sence nasıl gözüküyorum, korkutucu öyle değil mi? (Ve ağlamaya başladı)

-Hayır tabi ki bence çok güzelsin, hatta kanatların çok tatlı duruyor.

-Ne yani, beni hala seviyor musun ?

-Tabi ki seni seviyorum hem ben seni nasıl göründüğün için değil, ben seni kardeşim olduğun için seviyorum.

-Anna bir anda bana sarıldı.

-Teşekkür ederim abiciğim.

-Rica ederim ama önce şu vücuduna alışman gerekiyor.

Bu sırada etrafımızdaki sütunların üstündeki taşlar parlamaya başladı ardından taşlar uçarak birleşti ve bir ses:

-Aferin Percy kardeşini kurtardın.

-Siz kimsiniz?

-Ben ejderhaların saf ruhuyum ve seni ödüllendirmeye geldim. Buraya gelirken yardım ettiğin elfler sayesinde elf kutsaması alıyorsun. Bir elf kadar uzun yaşamasan da bir insan kadarda çabuk yaşlanmayacaksın, diğeri de öldürdüğün ejder sayesinde sana bilgelik kutsamasını veriyorum, bu kutsama ile güçlerini daha iyi kullanabilecek ve çok daha zeki biri olacaksın.

Bu sırada vücuduma bir hafiflik ve zihnimin içinin genişlediğini hissettim.

-Ve son olarak sana bu kadar ödül verdikten sonra kardeşine vermemek olmaz. İçindeki ejder gücünü açabildiğin için tebrikler. Sana bir kutsama vermeyeceğim...

O sırada yerde bulunan ejder boynuzu parlamaya başladı ve bir kılıca dönüştü.

-Bu kılıç senin. Adı; Ejder Kesen, bu kılıcı yanında taşımana gerek yok, istediğin zaman vücudundan çıkarabilirsin ve bu kılıcı sen ve senin istediğin kişiler kullanabilir, onun haricinde kimse kullanamaz.

Kılıç bir anda hareket edip yere saplandı, Anna kılıca dokununca kılıç bir anda kayboldu. Ve elinde küçük bir kılıç şekli belirdi. O sırada yerde Anna'dan düşen baskılayıcı vardı, onu alıp cebimdeki torbaya koydum sonrada Unitrix'e kodu söyledim ve geçitten geçtik.



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Percy Ve Farklı GerçekliklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin