Taşları kolayca almam iyiydi fakat vücudumu çok zorlamıştım, bu yüzden oraya giden bir kervanla yolculuk etmeye karar verdim kimse bende şüphelenmedi, uzun süre yolculuk yaptık ve şehre yaklaştığımızda kervandan ayrıldım çünkü şehre girişte denetim vardı sanırım haber çoktan buraya ulaşmıştı. Gölgeye dönüşüp içeri girdim sonra üstümü oradaki müritler gibi giyip kaleye gittim kapıda iki nöbetçi vardı bu gerçekten saçmaydı sonra bunun bir tuzak olduğunu ısı görüşünü kullanınca fark ettim içerde on beş adam vardı ve hepsi gelen kişiyi öldürmek içindi sonra aklıma bir fikir geldi birkaç büyüyü kombine edip küçük bir çocuk oluşturdum sonra üstüne çocukların giyeceği bir mürit kıyafeti giydirdikten sonra eline bir limonata şişesi verdim sonra askerlerin yanına gönderdim.
-Dur! ne istiyorsun.
-B.ben sadece limonata vermek istemiştim.
-Kim yaptı limonatayı?
-Teyzem yaptı sizin susamış olduğunuzu düşündü.
Asker elini arkasındakilere doğru kaldırıp durmalarını söyledi.
-Peki teşekkürler küçük çocuk daha fazla limonatan varsa içerdeki askerlere de verelim.
-Var hemen getireyim.
Sonra kuklayı yanıma getirip birkaç şişe daha götürmesini sağladım bu şekilde askerlerin hepsi ilaçlı limonatayı içti ve uyuya kaldılar bende yanlarından yürüyerek katları çıkmaya başladım saklana saklana en üst kata çıktım en üst katta çok fazla asker vardı ve etrafta büyü engelleyici taçlar vardı beni fazla etkilemezdi ama portalı kullanamazdım sonra bir taşa büyü yaptım ve askerlerin ortasına atıp hepsinin uykuya geçmesini sağladım taşı aldım ve eldivenime yerleştirdim ama o sırada bir savaşçı bana saldırdı saldırmasından sonra kendimi geriye çeksem de bacağımı kopardı bu iyi değildi bu şekilde daha fala dayanamazdım vücudum hala hazır değildi, bu yüzden aklıma bir fikir geldi yaptığım kuklayı elime alıp boynuna elimi kılıcımı dayadım.
-Geri çekil yoksa çocuk ölür.
Bir an duraksadı, bende o sırada kopan ayağımı alıp iyileştirdim kendine geldi.
-Hareket etme yoksa çocuk ölür.
-Öldür o zaman, sende onu öldürecek göt yok.
-Haklısın ama kendi ölebilir.
Kuklayı aşağıya fırlattım, hemen aşağı atladı ve kuklayı tuttu ama o sırada ona verdiğim emirle kukla ona sımsıkı sarıldı o kadar sıkıydı ki hareket edemeden yere çakıldı tam o sırada kılıcım kafasını uçurdu.
-Ben sadece kötü ve suçluları öldürürüm, bana hakaret etmen buna dahil.
O sırada taşın sütunun yanında bir sütun daha vardı hemen oraya gittim ve orada bir ışınlanma sütunu olduğunu fark ettim gereken tek şey içine biraz enerji koymak sonra halledip içine girdim son şehirde taş odasına ışınlandım askerler kapıda nöbet tutuyorlardı bu sefer onlarla uğraşmayacağım için memnundum taşı yerinden söktüm ve eldivene yerleştirdim.
-Dikkat! Çok güçlü bir varlık algıladım.
O sırada dev bir ejderha pençesiyle çatıyı uçurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Percy Ve Farklı Gerçeklikler
Bilim KurguBir Anda Kendini Farklı Dünyalarda Bulan Bir Kahramanın Hikayesi... Serinin İlk Kitabıdır.