Bölge Üç'e Sefer

5 2 0
                                    

Sonunda sabah oldu Yui büyümüş olsa da uyku konusunda hala o küçük kızdı, sabah yine yanımdaydı karnıma sarılıp uyumuştu.

-Hey Yui uyan.

-...

-Sana diyorum uyan.

O güzel gözlerini açar.

-Günaydın.

-Günaydın hadi kalk üzerimden.

Üzerimden kalkar ve dışarı bakar.

-Neden bu kadar erken kalkıyoruz?

-Sefere çıkacağımızdan dolayı olmasın!

-Peki peki kızma.

Üstümüzü değişip kahvaltıyı yaptık sonra dışarı çıktık ve ordunun önüne geçtik, komutan yanımıza geldi.

-Tüm birlikler hazırdır majesteleri.

-İyi, Yui sen öncü birliğin(400 kişilik güçlü askerlerden oluşan özel birlik) başına geçeceksin ve kapılara saldırırken benim arkamda olacaksınız, Komutan onu öncü birliğe götür sonrada yerine geç.

-Baş üstüne

-Tüm Birlikler, İLERİ!!!

Böylece yolculuk başladı, yarım günde Bölge Üçün geçiş kapısına vardık, öncü birlik ve ben sadece içeri girdik bunun sebebi; sorun olursa ordunun tamamı israf olmasın diye, kapılar kapandı, ve canavar ortaya çıktı. Bu şey büyük bir Minator ve elinde karanlık enerjiyle dolu bir balta vardı. Hemen saldırıya geçtim eliyle beni engelledi tam yere indim balta başıma çarptı tüm ordu şok oldu.

Yui:

-Amariiii!

Fakat, balta sadece başımın üstünde kaldı.

-Aptal Canavar.

Canavar da şaşırmıştı kılıcımı çekip kafasını kopardım sonrada onu obruk ile yedim. Daha sonra kapılar açıldı ve tüm ordu Bölge Üç'e geçti.

-Şimdiki göreviniz tüm bölgeyi aramak size saldıran olmadığı sürece sizde saldırmayın ama size saldıran olursa merhamet gösterene ben göstermem. 

Böylece guruplara ayrıldılar ve araştırmaya başladılar aradan bir süre geçti bir asker geldi.

-Majesteleri önemli bir bilgi edindik.

-Söyle bakalım.

-Bu bölgede bir kale bulunuyormuş, adı Gerçek İblis Kralın Kalesi söylenene göre İblis Force'un uyuduğu yere açılan bir kapı bulunuyormuş oraya sadece gerçek iblis kral gidebilirmiş.

-Tamam anladık hedef o kale tüm birliklere söyle hemen yerini bulsunlar.

-Emredersiniz.

Birkaç saat sonra:

-Majesteleri kalenin yerini bulduk.

-Hazırlanın oraya gidiyoruz.

-Emredersiniz.

Sonunda kaleye vardık ama bir yanlışlık vardı, kalenin yarısı yoktu yada şöyle söylemek istenirse; kalenin yarısı duvara gömülmüştü sonra kapıya dokundum ama bir anda elim eridi neyse ki iyileştirdim ama yine de sinirlendim ve kapıyı kılıcımla parçalarına ayırdım. Kınına sokmadan içeri girdim çok öfkeliydim ben iblis kraldım ve bana böyle davranılamazdı. İçerde büyük bir ejderha vardı hemen üstüne atladım ve başını ikiye bölüp ruhunu emdim ejderha yere yığıldı tam arkamı döndüm ki ejderha tekrar aya kalkmıştı. Yeniden mi dirildi? Hayır ruhunu yedim yeniden dirilemez sonra fark ettim; ruhu yoktu, yani bir tür Zombi Ejder olmuştu, tam saldıracakken Yui benden önce davrandı.

-Kutsal Kılıç Büyüsü: Sonsuza Dek Arınma.

Büyük bir ışık patlaması oldu bir süre kör olduk ama sonra görmeye başladım Ejder ortada yoktu. Bir dakika az önce bir iblis kutsal büyü mü kullandı.

-Bunu nasıl yaptın?

-Neyi?

-Kutsal büyüyü?

-İnanarak.

-Kime?

-Size tabi ki içimde size layık olabilmek için olan duygular bana kutsal büyü kullanabilmemi sağladı.

-İlginç.

Sonra döndüm ve orduya:

-Kamp kurun bir süre buradayız ben biraz araştıracağım.

-Emredersiniz.

Yui'yi de yanıma aldım ve üs katları gezmeye başladım başta önceki kale ile pek farkı yoktu ama en üs katına çıktığımızda en üst katında büyük altın işlemeli bir kapı vardı.

-Bölge Dört ha işte beklediğim an.

Kapıya dokundum ve içeri girdim.

Kapıya dokundum ve içeri girdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Percy Ve Farklı GerçekliklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin