İstanbul

439 27 0
                                    

Bundan sonra konuşmaları " ile iç ses ya fa olayları olmadan yazacağım, kafanız karışmasın diye söylemek istedim.

İstanbul'a vardığımızda Eda bir yerlere dalmış etrafı seyrediyordu.
"Eda'cım geldik, Edaa kime diyorum"
"Ha, noldu?"
"Geldik diyorum da nereye daldın sen?"
"Ay hiç, hiç bir yere dalmadım."
"Peki gel inelim o halde"
Uçaktan inip arabaya bindiğimiz de uzun bir sessizlikten sonra
"Eda şirkete gidiyoruz değil mi ?"
"Ya şey aslında benim önce halama gitmem lazım hem bir duş alıp üstümü değiştirsem iyi olur sonra ben gelirim kendim"
"Peki, sen bilirsin"
"Teşekkür ederim"
Bir süre sessizlikten sonra Eda'lara vardığımızda
"İniyorum ben, şirkette görüşürüz"
"Tamam ama"
"Ama?"
"Öpücük?"
Eda yanağıma eğilip beni öptü ve sonra;
"Oldu mu?"
"Oldu hadi geç sen içeri"
"Görüşürüüz"
Görüşürüz anlamında kafamı salladım ve arkasından ona baktım.
*Eda'dan*
Bir yandan halamın evde olmamasını diliyordum çünkü birden gidişim dönüşüm parmağımdaki yüzük neyi nasıl açıklayacağımı bilemiyordum.
"Eda"
"Halaa sen burda mıydın ya ahahah"
"Evet canım ama söyle bakalım kaç gündür kimle ve nerdesin neden bir şey demedin telefonları açmadın? Napıyordun Eda?"
"Eee"
Aniden çalan telefonun sesiyle irkilerek bir oh çektim sanırım kurtulmuştum.
"I ı ı ver bakalım o telefonu bana. Açıklama yapmadan hiç bir şey yapamazsın."
Halam telefonu ellerimden söküp aldığında çok çaresiz hissetmiştim kendimi, ona yalan söylemeyecektim ama yine de anlatmaya hazır mıydım bilmiyorum ne diyecektim ki zaten diye düşünürken halamın sesiyle irkildim.
"Evet Eda hanım bekliyorum nerde kimle napıyordun"
"Hala ben çok yorulmuştum biliyorsun nasıl anlatacağımı da bilmiyorum ama bir süre buralardan uzaklaşmak istedim o yüzden Paris'e gittim sonra Serkan anladığım kadarıyla Melo'dan öğrenmiş olacak ki Paris'e gelmiş o da beni ararken acıktığından bir markete girmiş ben de bir şeyler yemek için girmiştim sonra karşılaştık zaten dışarda yağmur bastırdığından mecburen Serkan'ı da eve davet ettim sonra yemek yedik konuştuk ve say-"
"Konuştunuz ve barıştınız mı?"
"Hala dur anlatıyorum, ben hemen cevap vermedim çünkü biliyorsun onca yaşadıklarım ağır geldi her şeyi yiyip yutmak neyse sonra sabah kalktığımızda yine başımın etini yemeye başladı aslında çok tatlıydı biliyor musun"
"Affettin yani?"
"Evet sonra zaten beraber gitmek istiyorduk bütün gün gezdik Paris'te sonra akşam eve geldik filan"
"Yüzük... Güzel seçmiş ama eskisi değil mi bu?"
"Ha yüzük..."
"Evet yüzük halacığım, ben sana karışmıyorum
ne yapsan arkandayım düşe kalka öğreneceksin her şeyi öyle de oluyor zaten, evlilik mi teklifi etti?"
"Hıhı evet ayrıca bu yüzük çok güzel cidden hem biz de anısı, anlamı var o yüzden benim için hem çok anlamlı hem de çok güzel... Neyse halacığım ben bir duş alıp çıkacağım."
"Tamam güzelim, ben de çiçekçiye gidiyordum zaten"

To be contuined...

n e m y s ı sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin