"Şimdi benim eve gitmem lazım"
"Tamam ben bırakarım ama seni bırakmam"
"O nasıl oluyormuş?"
"Pff azıcık daha beraber dursak Eda?"
"Bakarız önce ben eve gideyim de"
"Of peki gidelim"
Eşyalarımızı toparlayıp eve doğru yola çıktık
"Eda"
"Efendim"
"Şu resimlerinden biri... Ben de kalabilir mi?"
"Tamam kalsın istiyorsan"
"Teşekkür ederimm"
Eve vardığımızda arabadan indim ve arkamdan Serkan'da indi ellerimi tutup.
"Bırakıcak mısın şimdi beni"
"Öyle düşünme çünkü öyle bir şey yok sadece bir kaç saat"
"Ama yine de"
"Aa Serkan"
"Ayfer hanıım, Ayfer hanım"
"Hoşgeldin"
"Hoşbuldum"
"Gelsene bir kahve içelim"
"Al bak beni bırakmak istemiyordun hadi"
"Asslında ben eve gitsem"
Gülümsememek için kendimi zor tutarken Serkan'ın gülme der gibi bakışlarını gördüm
"Yok canım yok gel bir kahve içelim"
"E iyi biraz oturayım madem"
"Aynen kırma beni"
İçeri geçtik.
"Eda'cım bize kahve yapar mısın halacığım"
"O bugün değil Ayfer abla ben yaparım"
"Eda yapsın Melo"
"Ama o bugün değil"
"Meloo! Gidin beraber yapın o zaman"
"Tamam"
Serkan'ın Melo'nun dediklerine bıyık altından gülmesi... Çok tatlıydı ama gülmesin diye gözlerimle ona anlatmaya çalıştım.
Melo'yla içeriye geçtiğimiz gibi halamın Serkan'ı sorguya çekeceğine bir sürü tembih edeceğine emindim.
"Melo ne o bugün değil diyip duruyorsun kızım Allah Allahh"
"Kafasına evlilik sokuyorum Eda"
"Niye"
"Evlenin diye"
"Evleneceğiz zaten"
"E iyi de ne zaman bir hamle görmüyorum ben"
Melo'ya cevap vermeden kahvelere odaklandım.
"Aa sen bu yüzüğü yine mi takmaya başladın, özlemişim be"
"Evet Melo takmaya başladım yine"
"Niye ki"
"Çünkü"
"Eda, ben bir su alabilir miyim güzelim"
"Oha güzelim mi dedi o"
Melo'yu dirseğimle dürtüp susması için işaret ederken Serkan yine bıyık altından gülüyordu.
"Al"
"Teşekkür ederim."
"Serkan suyunu içip tezgaha bıraktı sonra yanağıma ufak bir öpücük kondurup halamın yanına döndü."
"Vaay güzelimler öpücükler falan"
"Ne var Melo ya normal değil mi?"
"Bilmem eniştemin demesi falan değişime gitti"
"Doğru robot çünkü o"
"Aa öyle deme robotsa bile sana karşı değil be Dadam. Neyse sen yüzüğü neden takmıştın"
"Çünkü Serkan bana evlenme teklifi etti."
"Oha ne nerede"
"Paris'teyken"
"Nasıl ettiiii"
"Ya biz gezmeye çıkmıştık eve döndüğümüzde bir baktım yok Serkan sonra birden çıktı ama içerisi böyle mumlar yemekler falan"
"Vayy enişteme bak bee"
"Evet her evlilik teklifi rüya gibi oluyor"
"Ya bu biraz klişe ama"
"Hayır değil kızım yemek yedikten sonra balkona çıkalım falan dedi yıldızlar mıldızlar sonra çok güzel bir efsane anlattı ruh eşimi buldum falan dedi öyle etti"
"Haa o güzelmiş tabii"
"Oo halacığım sohbetiniz güzel de artık kahveleri mi alsak biz siz de odanıza mı gidiyorsunuz nereye artık."
"Ne biz de sizle oturmayacak mıyız?"
"Yoo biz biraz Serkan beyle sohbet edeceğiz yani."
"Ohoo hala"
"Hadi halacığım hadii"To be contuined...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
n e m y s ı s
FanfictionZeus korkusundan ikiye ayırmıştı ya insanları... Ben buldum.