( Şarkıyı belirttiğim kısımda açın )
İstanbul'a vardılar uçaktan indiğimizde saat 13.45 civarındaydı
"Eve geçiyorum ben"
"Benimle gelsene"
"Olmaz, halama yardım etmem lazım"
"Peki. Akşam görüşürüz zaten"
"Hıhı"
"Tamam görüşürüz güzelim"
"Görüşürüzz"
Serkan'ın yanağından öpüp eve geçtim. Eve girdiğimde halamın seslenmesiyle içeri gittim.
"Halaa ben gel- HALA bırakın halamı NE OLUYOR BURADA BIRAKIN HALAMI"
"Eda hanım hoşgeldiniz."
"HALAMI BIRAK"
"Serkan Bolat'tan ayrıl ve yurt dışına çık. Yoksa"
"NE YOKSA NE"
"Halana zarar vermek zorunda kalacağım."
"NE YAPAMAZSINIZ BUNU"
"Eda aşkının peşini bırakma kendine eziyet çektirme bırak"
"HALA SAÇMALAMA"
"Halan yeterli olmayacaksa sırayla Melek, Ceren, Fifi ve... Serkan'da zarar görür."
"KİMİN ADAMISIN SEN"
"Konumuz bu değil!"
"Bırak halamı."
"..."
"BIRAK!"
(Şarkıyı açın.)
"Ayrıl Serkan'dan"
"TA-tamam bırak halamı!"
"Sözünü tutmadığın an... Serkan ölür."
"Tamam"
"Gece 12'ye kadar gitmiş ol."
"T-tamam"
Silahı indirip evden çekip gitti. Yere nasıl yığıldığımı bilemiyorum gözümü açtığımda hastanedeydim.
"Eda güzelim, iyi misin"
"Serkan"
"Söyle güzelim ne oldu"
"Bitti"
"Ne bitti, iyi misin sen onu söyle, korkuyorum senin için. Hem de çok!"
"İlişkimiz bitti. Ayrıca dokunma bana iyiyim ben"
Bir yandan ağlıyor bir yandan onlara zarar gelmemesi için Serkan'dan ayrılıp gitmeye hazırlanıyordum.
"Ne, Eda ne diyorsun? İstemeye geleceğiz seni. Ayrıca komik değil."
"Değil Serkan."
"Ne demek değil Eda ne oluyor?"
"Serkan olmuyor işte. Hem istemiyorum. Seni yani artık, aşk sensen aşk istemiyorum."
"Eda"
"Duydun işte rahat bırak beni gidiyorum zaten"
"Nereye"
"İtalya'ya"
"Eda yapma bize, bana"
"Git, hem yaptım bile."
"Peki Eda. Böyle istiyorsan, böyle mutlu olacaksan.."
"Evet, olacağım!"
"Peki. Hoşçakal peri kızı. Mutluluğun bensizlikse..."
"Güzel."
"Teşekkür ederim... Eda Yıldız."
Çıktı. Gitti... İçim acıyordu evlenecekken bu çok ağırdı. Sabah istemeye gelinmesi, zamanı konuşulurken... Kendimi en içten en kuvvetle ağlamada buldum. Hastaneden çıkıp eve gittim hazırlandım, bavulumu hazırladım sonra bir taksi çağırdım ve havalimanına... Kafamda bir ses dönüp duruyordu. "Mutluluğun bensizlikse..." Asla değildi, asla olmayacaktı. Her şey biter mi? Biter! Mutluluğum sensizlik değil. Nefesin elimdeyse bir yerden keser bir yerden aldırırım. Mutsuzluğun kalbimi delirtiyor. Ayrı kalmak, sonsuza kalmak. Başka bahardadır belki sevgilim. Diğer taraftadır, bahardadır belki... Uçakta elime günlüğümü alarak bir kaç cümle...
"Zeze- Acılarım kaç gün sonra geçecek Portuga?
Portuga- En fazla 40 gün
Zeze- 40 Gün sonra geçecek mi?
Portuga- Hayır, alışacaksın."
Seni bırakmak zorundaydım, kalbim atmıyor sevgilim. Günlüğü bir kenara bırakıp pencereden havayı izlemeye başladım.
*Flashback*
"Seni seviyorum güzelim"
"Evet yani ben istiyorum çocuk. Sana da uyarsa"
"Aramızda ne Eda aramızda ne olabilir?"
"Dün gece ki o adam var ya o ben değilim!"
"Ben hatırlamıyorum yani o yüzden öyle bir şey yok!"
"Ben şuan Selin'le beraberim."
"Benimle evlenir misin Eda Yıldız?"
"Ahaah ne tatlı bir insansın sen"
"Sana deli gibi aşık oldum"
"Roma'dan bir ev aldım, ofis tuttum"
"Ama... Bensiz de yapamıyorsun"
"Eda Yıldız sana deli gibi aşığııım!"
"Peri kızı, beni affeder misin"
"Mutluluğun bensizlikse..."
To be contuined...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
n e m y s ı s
FanfictionZeus korkusundan ikiye ayırmıştı ya insanları... Ben buldum.