Kalktıktan sonra arabaya geçtik ve şirkete gittik.
"Günaydın Serkan bey, Eda hanım."
"Günaydın Leyla"
"Günaydın Leyla'cığım"
"Aaa Eda, Serkan siz buraların yolunu bilir miydiniz iki ortak kaç gündür yoksunuz"
"Pırıl çok işimiz var iş iş iş ağzımız değil zihnimiz çalışsın değil mi?"
Diyip Serkan yavaşça içeri doğru geçti.
"Ayy noldu buna yine eski haline mi döndü naptı"
"Ahahha vallahi ben de bilmiyorum şaşırdım"
"Eda"
Serkan yolun bir yarısını gittikten sonra peşinden gelmediğimi fark etmiş olacak ki bana dönüp seslendi ve gel anlamında bir ifadeye büründü.
"Geldiim"
Gidip elini tuttum ve ortak alana girdik, herkes barıştığımızı falan bilmiyor ya şaşırmış olacaklar ki bize bakıyorlardı diye düşünürken Serkan'ın
"Herkes işine odaklansın burası bir ofis dedikodu mekanı değil."
demesiyle irkildim. Serkan'ın bu sözleri üzerine herkes önüne dönüp işlerle uğraşırken bir yandan fısır fısır el ele olmamızı konuşuyordu anlaşılan. Toplantı odasına geçtikten sonra Serkan yanağıma küçük bir öpücük kondurup yerine geçti. Çalışmaya gömülmüşken odaya Selin'in girmesiyle bölündüm yani bölündük ikimizde. Selin'in olaylardan haberi yok tabii o yüzden olacakki
"Sevgilimm günaydıın nerelerdeydin kaç gündür ya arıyorum açmıyorsun da çok endişelendim başına bir şey geldi diye"
demesiyle başımı ona doğru çevirdim ve;
"Başına bir şey gelmez onun anca ölümden döner sonra da eski sevgilisi hafızasının kaybından yararlanıp onu kendine aşıkmış gibi hipnotize edip gerçekten aşık olduğu kadını ona kötüler. Değil mi? Sen daha iyi bilirsin sana niye anlatıyorsam sonuçta bahsedilen kadın sendin."
"Eda! Haddini aşmamanı öneririm şansını denemek istiyorsun anladığım kadarıyla ama tren kalktı nişanlısıyım ben Serkan'ın hatırlatayım."
"Hmm ama ben Serkan'ın elinde her hangi bir nişan yüzüğü göremiyorum."
Ayağa kalkıp Selin'e doğru yürürken tam yanından geçtiğim sıra kulağına sessizce eğilerek;
"Yazık oysa ki bi sahte nişanlıyken falan bile takıyordu"
"EDA! Haddini aşıyorsun sınırlarını deneme istersen!"
"Hmm sen Serkan'ın hafızasından yararlanırken had aşmak olmuyordu değil mi Selin'ciğim"
"Ben bir şeyden yararlanmadım! Serkan bana aşık."
"Sor bakalım kime neye aşık kime göre neye göre sana aşık:)"
"Serkan, bir şey demeyecek misin cidden! Gözünün önünde bana bu kadar saygısızlık yapıyor biraz edep, birazcık terbiye! Haksız mıyım yani sevgilim?"
"Selin ben her şeyi hatırlıyorum. Başıma bir şey falan geldiği de yok gördüğün gibi gayet iyiyim sadece Eda'yla küçük bir kaçamak yaptık. Tek aşık olduğum kadınla dediğim gibi dünyaya 100 kere gelsem 100'ünde de sana aşık olurdum Eda Yıldız"
"O 99 canım bir keresinde Selin'e aşık oldun"
"Eda gerçek aşkı ve manipüleyle zorlama aşkı ayırt edebilirsin diye düşünüyorum"
"Doğru"
"Ayrıca hafızam geri gelmeden de sana aşık olmuştum"
"Serkan ne saçmalıyorsun şuan! Bana aşıktın evlenecektin biz ne değişti ne anlattı ne dedi Eda sana bilmiyorum ama sana oyun oynuyor"
"Ne oyunu Selin. Hatırladım diyorum ya sana, ayrıca benim aklımı çelmen Eda'ya yaşattıkların falan bizden, benden ve sevdiklerimden hayatımdan uzak dur Selin etrafına zarar veriyorsun, sana ümit verdiğim için özür dilerim ama..."
"Anladım ben seni Serkan. Yanında kimse yokken Selin olsun seni avutsun sonra iyi olduğunda Eda yanında bitsin diğerleri yanında bitsin sen hemen Selin'i sat tabii"
"Satmak falan değil Selin! Ben seni hatırladığım için seni aradım. Seni hatırlamak falan benim seçimim de değildi ya da Eda'yı hatırlamamak. Kabullen lütfen kimse için zorlaştırma bu durumu. Bu böyle ben Eda'yla iyiyim."To be contuined...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
n e m y s ı s
FanfictionZeus korkusundan ikiye ayırmıştı ya insanları... Ben buldum.