*Eda'dan*
Bahçede bıraktığım eşyaları umursamadan çıkışa doğru gittim ve sonra da arabaya doğru.
"Eda"
Ses vermeyip duymamış gibi yapmayı seçmiştim.
"Pışşt"
"Edaaa beni duyduğunu biliyorum"
Serkan ben duymazdan geleyim derken çoktan arkama gelmişti bile.
"Noldu Serkan"
"Sen de mi buraya gelmiştin"
"Evet ama yalnız kalmak içindi ondan şimdi de gidiyorum" diyip arabama yönelip kapıyı açmak için eğildiğim de Serkan beni kendisine döndürdü ve;
"Resim yaptığını bilmiyordum"
"Öğrendin"
"Ben de yalnız kalmak istediğimde resim yaparım biliyor musun"
"Bilmiyordum"
"Öğrendin"
Bir süre sessizlikten sonra;
"Nerden öğrendi bu kadar güzel çizmeyi"
"Annemle beraber çizer boyardık. Kendimle kalmak istediğimde resim yapıyorum ben de bazen"
"Çok vakit olmuyor ama öyle şeylere"
"Neylere?"
"Kendinle baş başa kalmaya"
"Haa, hıhı evet"
"Kendimden biliyorum."
"Bunları mı konuşacağız cidden Serkan"
"Başka bir şey konuşmak mı istiyorsun Eda?"
"Hayır sadece"
"Sadece gitmek istiyorsun"
"Sen de gidebilirsin"
"Allah Allah"
"Sonuçta ilk ben geldim"
Belimden kavradığında istemsizce ellerimi boynuna doladım. Sonra Serkan kulağıma eğilip kısık bir sesle;
"Bencee gitmek yerine beraber vakit geçirebiliriz yani beraber resim yapabiliriz her şeyden herkesten hazır uzaklaşmışken birbirimiz hakkında sohbet edebiliriz, biraz aşkımıza vakit ayırabiliriz başkaları olmadan araya girmeden en saf halimizle."
Yutkundum ve;
"Aaslında"
"Gitsen daha iyi mi olacak?"
"Hıhı"
"Ama ben olmayacağım. Eda gitme işte naz yapma. Kulağa hoş geliyor bence. Ha?"
"Yaani aslında böyle bir tık"
"Bir tık bir tıkdır güzel geliyor işte"
"Of iyi tamam be. Yaptığın hile bu arada"
"N'apmışım ki?"
"N'apmadın ki?"
Sessizce "belimi kavramalar dibime girmeler tahrik edici konuşmalar falan sanki ben yaptım" dedim. Sonrasında Serkan duymuş olacak ki pis pis sırıttı.
"Komik miydi?"
Tekrardan içeri girdiğimizde mutfaktaki barla kendi arasında beni sıkıştırdığında;
"Tahrik edici konuşmalar ha öyle mi"
"Pis pis gülme"
"Gülmüyorum"
"Derken bile gülüyorsun"
"Hahahha E daa"
"Ne var Ser kaaan"
"Hadi naz yapma trip falan barışalım."
"Güven vermiyordum en son ne oldu"
"Onu o anlık sinirle dedim özür dilerim"
"Hıhı vee?"
"Ve sana güveniyorum"
"Peki"
"Ee senin de bir şeyler demen gerekmiyor mu?"
"Yoo"
"Edaa"
"Seni kırdığım için özür dilerim"
"Peki. E yalnız kalıp evlilik işini de düşünemedik hay aksi ama"
*Serkan'dan*
Eda bana bir yandan süt dökmüş kedi gibi bir yandan da sinirlimsi bir şekilde bakarken;
"Düşünmek mi istiyordun?
"Yoo ben kararımdan eminim sen istiyordun."
"Ben sen istersin diye şey etmiştim"
"Allah Allah"
*Eda'dan*
Aşağı doğru baktım ve ellerimle oynamaya başladım
"Hıhı"
"İsteyen yoksa evlilik tarihimiz ve evlenmemiz aynı kalıyor diye düşünüyorum Eda Yıldız"
"Ben de"
"Peki, barıştık mı?"
"Hıhı"
Diyip bahçede yarım kalmış resmime doğru ilerledim ve örtünün üstüne oturdum. Serkan'da sonradan arkamdan geldi ve oturmadan;
"Resime devam mı?" dedi.
"Hıhı"To be contuined...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
n e m y s ı s
FanfictionZeus korkusundan ikiye ayırmıştı ya insanları... Ben buldum.