OB | 3 | Yalancının Mumu

1.2K 72 32
                                    

Sakinsin, dedim içimden, delirme hemen Nisan, sakinsin...

Ama Yaman Atalay'ın karşısında sakin olmak imkansızdı. Kaçırılıp zorla kapatıldığım deponun içini çevreleyen adamlardan bana en yakın duranının bileğindeki dijital saate göre yaklaşık elli dakikadır buradaydım.

Yaman'ın beni kaçırmasına izin vermezsem kimliğim ifşa olabilirdi. Bu yüzden şu anda arkamdaki direğe bağlı bir şekilde ona bakıyordum. Ensar bir yerlerden beni izliyor olmalıydı, emindim. Ama Yaman'ın bundan haberi yoktu, kim olduğumu bilmediği gibi.

''Beni bırak,'' dedim soğukkanlılıkla. ''Sabrım taşıyor artık!''

Karşımdaki kadın gülerek, ''O işler senin sabrınla olmuyor,'' dedi ve saçlarımı sıkı sıkı kavradı. ''Söyle... Kimsin sen?''

Doğrudan bana bakan Yaman'ın yeşil gözlere çevirdim gözlerimi. Etrafımdaki onlarca adam ve Yaman'ın ''Bizde kadına el kalkmaz koçum!" diye palavra sıktığı sözleri sayesinde beni zorbalıkla konuşturmaya çalışan Gamze denen kadın olmasaydı, bağlı olduğum demir boruyu kopartıp tüm vahşiliğimle Yaman'ın üzerine atlayacağımdan hiç şüphe duymuyordum.

Beni bu numaralarla konuşturabileceğini mi zannediyordu?

''Yaman, bu iflah olmaz!'' dedi saçlarımı bırakan Gamze. Sinirle önümde gezindi. ''Ağzını burnunu dağıtmama izin ver şunun!'' diye bağırdı. ''Boşa zaman kaybediyoruz!''

Yaman, yaslandığı duvardan doğrulurken, ''Olmaz,'' dedi. ''Yüzüne, vücuduna ya da herhangi bir şekilde iz bırakacak bir yerine vuramazsın Gamze.''

Alay eder gibi gülmeye başladığım zaman ikisin gözleri de üzerime döndü.

''Güney anlamasın istiyorsun, değil mi?'' diye sordum kurnazca. ''Çünkü yarın sabaha kadar vaktin var, Yaman. Eğer işe gitmezsem patronun şüphelenir. Üstelik daha bugün senin tavsiyenle beni işe almışken.''

Yaman suratını ovalayarak, ''Allah'ım sen bana sabır ver...'' diye söylendi. Sonra da Gamze'ye döndü. ''Vur,'' dedi. ''Karnına!''

Aniden karın boşluğuma yediğim tekmeyle gözlerimi kapattım. ''Boşa çabalıyorsun, canımı... Yakamazsın."

''Bana bak!'' dedi Yaman çenemden kavrarken. Yüzümü yüzüne kaldırdı. Nefes nefese birbirimizin gözlerinin içine baktığımız sırada, ''Bizden ne istiyorsun?'' diye sordu ve çenemi sıktı. ''Konuş Nisan... Neden Güney'in avukatı olmak istedin?''

''Artık benim düşmanlarımdan birisin, haberin olsun,'' dedim, sonra da hızla suratına tükürdüm. Hızımı alamadan kafamı Yaman'ın suratına geçirdiğimde arkaya doğru tökezledi.

Yeşil gözleri öfkesinden kararırken burnundan akan kan hızla çenesine süzülmeye başlamıştı.

"Ya sen ne biçim bir manyaksın!?" dedi hayretle. 

"Bu biçim bir manyağım!" dedim, dalga geçer gibi güldüm. "Çöz beni! Hadi! Beni çöz, sonra da karşıma geç Yaman Atalay! O zaman neler yapabildiğimi göreceksin!"

Şaşkınlıkla burnundan akan kanı sildi Yaman. ''Kızım sen benim başıma bela mısın?"

''Bu iş çok uzamaya başladı. Eğer kontrolü kaybedersem Güney'e ben değil, sen hesap verirsin.''

Tek kaşını kaldırarak, ''Kontrol?'' dedi. ''Bu durumda beni tehdit mi ediyorsun bir de?''

''Aynen öyle,'' dedim ciddiyetle. "Günlerce sana kafa atabilirim, inan bana seni öldürene kadar da durmam."

OYUNBOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin