OB | 14 | Küçük Bir Sır

742 61 32
                                    

Keyifli okumalar çiçeklerim.

Öpücük, öpücük!

▫️▪️

Hayatımda birçok kez yolun sonuna geldiğimi düşündüğüm olmuştu. Bazen işin ucunda ölüm olduğunu görmüştüm ancak hiçbir zaman geri adım atmamıştım. Tabiatım böyleydi. Savaştan sağ çıkamayacağımı bilsem de o savaşa girerdim.

Güney Atalay'ın hayatına girdiğim gün en büyük savaşımın başladığını biliyordum. Her gün karşısında rol yapmak zorunda kalacağımı, duygularımı gizlerken kendimden ödün vereceğimi, mütemadiyen ona yalan söyleyeceğimi, arkasından iş çevireceğimi ve yüzüne güleceğimi de biliyordum.

Ama ben ona tutulacağımı bilmiyordum.

Şimdi karşısında yalan söylemek daha zordu; gerçekleri saklamak ya da rol yapmak çok zordu. Ancak oynamak zorundaydım.

"Şirketine ilk geldiğim günü hatırlıyor musun?" diye sordum durağan sesimle. "O gün bana beni araştıracağını söylemiştin, dip bucak hem de..."

"Evet," dedi sadece, sesi sertti.

"Çünkü insanlara güvenmiyorsun," dedim ve viskimden bir yudum aldım. "Ben sana, senin sandığından daha çok benziyorum aslında Güney, çünkü ben de insanlara güvenmiyorum."

Sessiz kaldı bu kez. Benim konuşmamı, anlatmamı bekledi.

"Seni tanımak için içinde bulunduğun dünyayı araştırmak zorundaydım," dedim durgun bir halde. "Sahip olduğun dünyanın karanlık olduğunu anlayınca önlem almak istedim. Araştırmacı olduğumu biliyorsun. Üstelik Domino'daki oyunculara dair tüm bilgileri bana sen vermiştin. Bununla yetinmedim ama. Ben de derin bir araştırmanın içine girdim. Hatta Yavuz'a bile sordum, konuşurken duydun bizi."

Yine sustu.

"Gazi'nin Akbaba'nın adamı olduğunu da sen söylemiştin," diye devam ettim açıklamaya. "Akbaba'yı araştırdım ben de. Kim olduğunu öğrendim. Sonra Çakal bize saldırınca onun Akbaba'nın adamı olduğunu düşündüm çünkü duyduğuma göre Akbaba senin zaafını arıyormuş, Şahbaz da böyle söyledi az önce, ben de buna emin oldum. Çünkü Akbaba'nın sana saldırmaya cüret edebilecek kadar gözünün döndüğünü, güç istediğini biliyordum; evine geldiğim ilk gün, senin adamın Ali söylemişti bunu bana, yani o bile söylüyorsa doğrusu budur diye düşündüm. İşin derinlerine inince de kimin kim olduğunu bulmak zor olmadı."

Güney sert bir nefes verirken ben sakinliğimi koruyordum. O da konuşmamaya devam ediyordu. Onu bu şekilde manipüle etmek canımı yakıyordu ama yapmak zorundaydım. Yoksa her şeyi kaybederdim, sevdiklerimi ve canımı da.

"Kuzgun'un olayı da benimle alakalıydı zaten," dedim ciddiyetle. "Tuğçe'yi kaçırınca onu da araştırmaya başladım, bunu sen de biliyorsun, söylemiştim sana. Kuzgun'un kim olduğunu ve amacının ne olduğunu bulamadım ama Şahbaz'ın onu kullanarak Domino'ya girmek isteyeceğini tahmin etmek kolay bir şey, zaten sen de böyle söyledin."

Duraksadım. Viskimden bir yudum daha aldım ve arkama yaslandım.

"Şahbaz'a gelirsek..." dedim kaşlarımı kaldırarak. "Ensar benim sahip olduğum her şeyi ve ailemi koruyan kişi. Biliyorsun sen de, bizim gibi zengin insanların kendini ve sahip oldukları korumaları için çevresinde güvenilir adamların olması lazım. Elbette benim de adamlarım var, hatta bazıları babamla bile çalışmıştı zamanında. Ensar da onlardan biri, en güvendiğim adamım, aynı zamanda dostum, canım gibi gördüğüm sır küpüm, kara kutum. Şahbaz'ı tehdit edebileceğim bir şeyler bulmasını ondan ben istedim, çünkü tehlikedeydim ve kendimi korumam gerekiyordu."

OYUNBOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin