sekiz, beklenenden daha yakın

7.8K 1K 115
                                    

8| Sadece bırak üzgün ve yalnız olayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

8| Sadece bırak üzgün ve yalnız olayım.

Sallamakta olduğu minik ayakları arada kumaş pantolonuma çarpıyor olsa da gergin bir bekleyiş içinde olan Daeun'a durmasi gerektiğini söylemek istemiyordum, onun kadar ben de gergin bir bekleyiş içindeydim.

O gece yaşanan telefon konuşmasından sonra benimle hiçbir iletişim içinde bulunmamıştı, dün klinikten randevu bilgilerimizin mesaj atılması dışında. Sekreter kız Daeun'a yumuşak bakışlar atarken onun gergin bekleyişi gülümsemesine sebep oldu, bir önceki seansın bitiminde ikisi minik bir tartışma yaşamışlardı.

Bana kızıma yalan söylememi önerdiğinde yaşadığım kızgınlık geçmişti, Daeun annesini sorduğu anda Jeongguk'un neden bu öneride bulunduğunu anlamıştım. Hemen sol yanımda kalan kapı açılarak aşina olduğum küçük erkek çocuğu giydiği kot tulumunun içinde çıktı odadan. Tombul yanakları, minik burnu ve dudakları ile Jimin'in bir çocuğu olsa bu minik bedene benzeyeceğine emindim.

Sekreter onlarla ilgilenirken sıranın kendisine geldiğini anlayan Daeun ayağa kalktı, ben üzerindeki montu çıkardığımda kazağının katlanan kollarını düzeltti. Saçlarındaki tokanın üzerindeki Winx perisini düzelttikten sonra gülümsedim, "Hamburger yiyelim mi baba?" diye sordu bana bakarak, omuzlarımı düşürerek yanaklarını okşarken bu aralar çok fazla sağlıksız beslendiğini söylediğimde dudaklarını büzdü.

Telefonu kapatarak yanımıza gelen kız onu odaya yönlendirirken gergin bir şekilde telefonumu çıkardım cebimden, iş yerinden gelen elektronik postalarını kontrol ettikten sonra Jimin'in mesajına cevap verdim. Hemen yanımdaki demir ayakları olan sehpanın cam üst kısmına çay dolu fincan bırakıldı, yerine geçen kıza teşekkür ettikten sonra telefonumu cebime koydum.

Kırk beş dakika süren seansın bitmesini beklemek işkenceyi andırıyordu bugün, onunla yüz yüze karşılacak olmanın verdiği tuhaf his bedenimi ele geçirdi. Nasıl davranmam gerektiği konusunda hiçbir fikrim yoktu, bana ne kadar sarhoş olmadığını dile getirmiş olsa da bundan emin olamıyordum, içimdeki bir ses sarhoş olmuş olmasını ve o geceyi unuttuğunu bana fısıldarken buna ihtimal vermek çok zordu.

Bitmiş çay fincanına bakarken telefonumun melodisi odaya döküldü, ekranda yazan "Bay Kang" yazısı kaşlarımı çatmama sebep olurken yanıtladım telefonu. 'Rahatsız ettiğim için özür dilerim Taehyung ama yurtdışından gelecek müşterilerimiz bugün öğleden sonra havaalanına varacak." Şirkette üst düzey Fransızca konuşabilen nadir kişilerden olduğum için ekibi karşılama olayını kabul etmiştim ve yarın gelmesi beklenen müşterilerin bugün aniden gelebileceğini hesaba katmamıştım.

Üç saat sonra uçaklarının ineceğini öğrenmek saatime bakmasına sebep oldu, on beş dakika sonra Daeun'ın seansı bitecekti. Buradan pizza dükkanı yarım saatlik mesafedeydi ve havaalanı ile arasında bir saat vardı. "Tamam, Bay Kang. Ben gideceğim." dedim telefonu kapatmadan önce, Daeun ile yemek sözüm için kısıtlı zamanım olsa da küçük hanımın bana anlayış göstermesini umuyordum.

there for you' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin