2.8

4.2K 180 32
                                    

"Emel... Sevgilim... Hadi kalk bakalım, kahvaltı hazır." Gözlerimi hafif hafif açtım. Eren'e bakıp hafifçe tebessüm ettim. O da bana tebessüm ederek baktı.

"Günaydın " Eren öne eğildi ve başımın üzerinden öptü. Geri çekildi ve önüme gelen saçları arkaya doğru ittirdi.

"Günaydın güzelim. Hadi kalkın bakalım. Bugün kontrol günü." Gözlerimi bir kaç kez kapatıp açtım. En sonunda tamamen açtım ve yavaşça yatakta oturur pozisyona geldim. Eren'e bakıp hafifçe tebessüm ettim.

"Size de biraz uyumunazı tavsiye ederim Eren bey. Bir kaç ay sonra, bu kadar rahat uyuyamayacaksınız." Ardından tamamen gülümsedim. Eren bir şeyleri yeni algılıyormuş gibi, gözlerini kocaman açtı. "Uyanın Eren bey, sabah oldu." Yanağını öptüm ve banyoya geçtim. Lavaboya geçtim, elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım ve odadan çıktım.

Eren aşağı inmişti. Üzerime sabahlığımı giydim, saçlarımı yukarıdan topuz yaptım, telefonumu aldım ve odadan çıktım. Meyra ve Meriç tekmeler atmaya başlayınca, gülmeden edemedim. Yavaş yavaş merdivenlerden indim ve mutfağa doğru ilerledim. Selim ve Eren birlikte kahvaltı hazırlıyorlardı. Kapıda durup ikisini izlemeye başladım.

"Selim, abim sen geç hadi kahvaltıya. Ablanda geliyor şimdi." Selim, Erene dönüp başını salladı.

"O-olmaz ab-i. Ya-yardım edi-yorum sana." Yavaş yavaş konuşmaya başlamıştı. Kekeloyordu ama, onunda geçeceğini söylemişti doktor. Kapıyı tıklattığım gibi, ikiside bana döndü.

"Günaydın!" Selim yanıma geldi ve bana sarıldı. Bende ona sarıldım. Ardından karnıma eğildi ve konuşmaya başladı.

"G-günaydın size-de." İkizler daha fazla hareket edince gözlerim mutlultan doldu. Başımı yukarı kaldırdım, yaşların akmaması için. Bir kaç saniye sonra başımı eğdim ve ikisinede baktım.

"Haydi geçelim kahvaltıya." Selim de kalktı ve hep birlikte masaya geçtik. Tabağımı doldurmuştum. Kahvaltıyı yapmaya başlamıştık.

Kahvaltımız bittiğinde etrafı topladık. Ardından yukarı çıktım ve giyinmeye başladım. Altıma bir tayt, üzerime de uzun krem rengi bir tunik giydim. Saçlarımı yukarıdan topladım. Spor ayakkabılarımı giymeye çalışıyordum fakat, aşağıya eğilemiyordum. Tam o sırada içeriye Eren girdi.

"Eren, yardım et nolur." Yalvarırcasına çıkan sesime, ben bile şaşıp kalmıştım. Eren hızlıca yanıma geldi ve ayakkabılarımı giydirdi. "Teşekkür ederim." Eğildim ve yanağını öptüm.

"Rica ederim güzelim. Çıkalım mı?" Başımı olumlu anlamda salladım. Kalktım ve odadan çıktık. Selimde hazırlanmıştı. Hep beraber arabaya bindik ve hastaneye doğru ilerlemeye başladık. Karnıma hafif hafif kasılmalar geliyordu. Yavaş yavaş masaj yapıyordum karnıma. Hastaneye geldiğimizde, yavaşça arabadan indim.

Hep beraber içeri girdik. Yukarıya çıktık ve kontrol için odaya girdik. Pelin hanım aynı samimiyet ve tebessüm ile bizi karşıladı. Yavaşça uzandım ve karnımı açtım. Buz gibi jel her zamanki gibi, titrememe neden oldu. Ekranda ikizleri görünce tebessüm ettim.

"Emel hanım, ikisinin de durumu gayet iyi görünüyor. Tam dokuz ay dolmadan, ikizleri kucağınıza almış olma ihtimaliniz var. İkiside yavaş yavaş aşağıya doğru iniyorlar. Ayrıca, sizin yaşadığınız kaza sonucu da, erken gelme ihtimalleri var. Ama lütfen, merak etmeyin, ikiside gayet sağlıklı." Doktora tebessüm ederek baktım. Erene de döndüğümde, avcumun içini öptü. Kontroller yapıldıktan sonra hastaneden çıktık.

Yanlış Zaman ♡ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin