VURDU GOL OLDU

740 59 30
                                    

Sınıfa girince sıramıza baktım. Darwin'in eski sevgilisi orada oturuyordu. Şaka mısın ya? CİDDEN Mİ? Tanrım lütfen şunlara 2 gram akıl ver. Faydasını göreceksin.

Ona doğru yürüyüp masaya elimi koydum. "Önceki ders ben buraya oturuyordum. Lütfen kalkar mısın?" diye nazikçe konuştum. Bakın psikoloji yeteneğimle aklına girip onu kukla gibi oynatabilirdim. Ama her psikoloji kullanıcısı bunu öğrencilere yapsaydı işimiz yaştı. 

"Ama şu an ben oturuyorum." dedi gevşek gevşek sırıtarak. Bir tane vuracaksın ağzına, bak bakalım gülümseyebiliyor mu? 

"Seninle uğraşmak istemiyorum. Lütfen sinirlerimi daha çok bozmadan buradan kalk ve çok sevdiğin sevgilinin yanına git." dedim. Ulan bunlar vampir değil mi? Ne işleri var element koruyucuları tarihinde? Ay şaka gibi.

Ensemde soğuk bir nefes hissettiğimde refleks olarak direk arkamı döndüm. O kadar sinirliydim ki Darwin'in geldiğini görmemiştim. Dibimdeydi. Yakından daha da taş gibiymiş. Ehe. "Müstakbel 'eski' sevgilini alıp gider misin? Lütfen!" dedim. Lütfen konuşma çok yakınsın. "Sen de gel yanıma otur. Boşuna kavga etmeyin." dedi. Bu ikisinin kafasını tokuştursam ne olur acaba?

Arthur, Darwin'in kolundan çekip benden uzaklaştırdı. Yanından geçip saman kafalının yanında durdu. "Ben Belinda ile burada oturmak istiyorum. Gereksiz polemik yaratıyorsun. O düellodan sonra yanına yaklaşmaya nasıl hala cesaret ediyorsun anlamıyorum. Hadi şimdi kalk." dedi. ARTHUR VURDU GOL OLDU ARKADAŞLAR. BOŞUNA DEMİYORUM BU ÇOCUĞU TUTTUM BEN DİYE.

Saman kafalı kişi "hmph" diyerek  kalktı. BÖYLE KALDIRIRLAR ADAMI. Arthur'un geçmesine izin verip yanına oturdum. "Özür dilerim böyle saçma şeylerle uğraşmak zorunda kaldığın için." dedim. "Bana da eğlence çıktı sıkıntı yok. Sen iyi misin? Sinirlerin bozulmuş gibi duruyorsun." diye sordu. Seni görünce geçti gülüm be. Umarım zihnimi okumamışsındır. "Okumadım." dedi. Ya çok saf. "Özelim kalmayacak mı yahu?" dedim gülerek. "Gerçekten istemeden oluyor ama iyi ki de oluyor." dedi sırıtarak. Ben de utangaç bir şekilde sırıttım. Zihnime duvar ördüm hemen. Şimdi rahat olabilirim.  

********

40 dakikalık dersin ardından zil çalmıştı. Ders hiç sıkıcı değildi. Aksine oldukça ilginçti. İnsanlık tarihinde olan bir çok olayı açıklığa kavuşturuyordu hoca. Zaten tarih dersini severdim. Bu da tuzu biberi olmuştu. 

"Sonra ki dersin ne?" diye sordu bana. "Ateş dersine gidiyorum. Umarım binayı yakmam. Ondan sonraki dersin ne?" diye sordum ben de. "İksir dersine gireceğim. Sen?" dedi. "Ben de iksir dersine gideceğim. Ah kadere bak sen!" dedim. Kader bizim birlikte olmamızı istiyor gibiydi. "O zaman iksir dersinde görüşürüz." dedi. "Görüşürüz." deyip el salladım. 

Sınıftan çıkıp 3. gözümle Dael'i bulup yanına gittim. O da ateş kullanıyordu. Demek ki dersimiz aynıydı. Bakınız zeka böyle kullanılır.

Koridorda hızlıca yürüyüp Dael'in arkasında durdum. Ben pislik bir insan olduğum ensesine bir tane yapıştırıp onu korkuttum. Ense zaafım vardı. Açık ense görünce yapıştırıyorum bir tane. Tutamıyorum kendimi. 

Acıyla ciyaklayan Dael ensesini tutarak bana döndü. Ben olduğumu görünce "Her seferinde bunu yapmak zorunda mısın? Bak arkadaşlığımızı sorgulamaya başlayacağım." dedi. Kolumu omzuna atıp "Sevmesem yapmam bak. DEĞERİNİ BİL!" dedim. Hemen yumuşayıp "Tamam. Ehe." dedi sırıtarak. Çok tatlısın ya yicem. 

"Sınıfa mı gidiyoruz? Nerede?" diye sordum. "Okulun dışındaki açıklık alanda bir eğitim alanı var. Malum okulu yakarsak hoş olmaz. Her birinci sınıf bizim kadar mükemmel değil." dedi. "Bu yüzden mi sınıfta kaldın?" diye sordum. Bayılıyorum şaşırmış suratına. "Ayıp oluyor ama Belinda. Kırıldım. Bak kalbim de kırıldı." dedi kalbini işaret ederek. "Ben o kalbi birleştirecek birilerini tanıyorum." dedim göz kırpıp. O da bilmiş bilmiş sırıttı. "Ah benim canım arkadaşım!" dedi yapay bir şekilde ve kolunu omzuma attı.

Okulun kapısından geçip açıklık alana ulaşmak için biraz yürüdük. Her an o jelimsi şeyden geçecekmişiz gibi tetikteydim. Dael fark etmiş olmalı ki "Okulun sınırlarının dışına çıkmayacağız. Endişelenme." dedi. Oh içim rahatlamıştı.

Biz oraya vardığımızda zilin sesi geldi. Kullandığınız hoparlör türü ne acaba? Burada bile gümbür gümbürdü. VAY ANASINI. 

"Sana küçük bir bilgi. Bizim ateşimiz insanların yangın söndürücü tüpüyle sönmüyor. O yüzden dikkatli olmaya çalış." dedi. Anladığımı göstermek için kafa salladım. Su gücümde yoktu ki. Tüh.

Öğrenciler yavaş yavaş toplanmışlardı. Hoca da gelince yan yana tekerli sıralar halinde dizildik. "Selam çocuklar. Ben Ateş elementi kullanıcısı Atlas Flame. Tek isteğim lütfen ders esnasında ateşle şaka yapmayın. Size etkisiz olan ateş onlarda ciddi yanıklara sebep oluyor." dediğinde Dael'e ne diyor bu bakışı attım. "Benim ateşim beni yakmaz ama seni yakabilir. Herkesin ateşi kendine hoş." dedi. Hoca öksürdü. "Herkes arasına 5 adımlık mesafe koysun." dedi. Adımları saymaya üşendiğim için diğerlerinin benden uzaklaşmasını bekledim. Yanımdaki kıpırdamayınca ben de sola kaydım biraz. Alemin tek akıllısı ben değilmişim. 

"Evet bu ders ki amacımız kendi ateşinizi kendinizi yakmadan bütün vücudunuza yayabilmeniz." dedi ve hocanın her yerinden ateş çıkmaya başladı. Hoca ateşler içinde yanıyordu ama halinden memnundu. Nasıl ustalaşmışsa kıyafetleri bile yanmıyordu. "Siz de yakında benim gibi olabileceksiniz. Hadi önce bir kolunuza yaymayı deneyin." dedi. 

Kolumu öne uzatıp elimden ateş çıkardım. Çakmak mıyım mübarek? Yandaki zeka pırıltıları çok parlak arkadaş elini yana uzatıp ateş çıkarıyordu. Bir sakatlık çıkacak kardeşim az öteye. Bu nasıl bir tekniktir yahu? Önüne uzatsana elini!

Ateşi bütün koluma yaydım. Yanmıyorum. Diğer koluma da yaydım. "Aferin kızım! Adın ne?" dedi hoca yanıma gelip. "Belinda." dedim. "Evet arkadaşlar Belinda iki koluna da yaymayı başardı!" diye bağırdı. Ahaha hocam hiç gerek yok övmeye ahaha. 

Hoca diğer taraflara doğru gitmeye başladı. Hoca uzaklaşınca yandaki şahsiyetin ateşi kontrolden çıkmaya başladı. "İyi misin?" diye seslendim. "Ahh bilmiyorum." dedi. Ondan çıkan ateş bana sıçradı. Yapacağınız işe tüküreyim beyefendi. 

********

Oy vermiyorsunuz beni üzüyorsunuz haberiniz olsun :'(

Irklar Akademisi (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin