Ölmedi(m)

1.5K 105 20
                                    

"Baba..."
O canlıydı. Parmaklıkların hemen ardında sırtını duvara yaslamış bir şekilde oturuyordu. Anın garipliği ile ağlamaya başladım. 

"Seni kurtaracağım. Biraz daha dayan." deyip parmaklıkları ateşimle eritmeye başladım.

"Dur... Çabuk geldiğin yere dön. O kız ölmedi. Koş!" diye zorlukla konuşunca tekrar oraya dönmeyi düşündüm. Ama yetişemezdim ki! "Onlar sen oraya gidene kadar öyle kalacaklar. Güven bana." dedi. Ama onu burada bırakamazdım. "Bana bir şey olmaz. Git!" diye bağırdığında koşmaya başladım. 

Sınırlarımı zorlarken platforma hırsla çıktım. Herkes yerden kalkmaya başladı. Eliza da başını tutarak kalktı. Cidden kıza bir şey olmamıştı. Demek ki o kadar da güçlü değilmişim. İyi ki o kadar gücüm yokmuş.

Eliza bana karşı pozisyonunu aldı. Hala devam mı ediyordu yani? Saçmalık. 

"Sana daha fazla zarar vermek istemiyorum. Lütfen kısa keselim." dedim. O da sen bilirsin bakışı attı. Her şeyi ben mi yapmak zorundayım? 

Psikoloji gücüm sayesinde beynine girdim. Ve bayılmasını sağladım. Yarım saatten önce uyanamayacaktı. Eheheh. Biraz güçlüyümdür de.

Müdüre yanıma gelip elimi kaldırdı. Boks ringi mi burası! Herkes alkışladı. Amy ve Dael en önde sevinçten tepinip sarıldılar. Sarıldıklarını fark edince utanarak çekildiler. Ben de onları gülerek izliyordum. 

Babamı unuttum... Müdüre'ye söylemeli miydim? Söylemeliydim. 

"Bayan Anderson size acilen çok önemli bir şey söylemeliyim." diyerek Müdüreyi dışarı, curcunadan uzağa sürükledim. Gittiğimi gören bizimkiler de peşimizden geldi. Merdivenlerin başında durduğumuzda "Müdüre babam yaşıyor. Şu an yasak bölge de. Durumu çok kötü. Lütfen bir şeyler yapın." diye tekrar ağlamaya başladım. "Dael git hemşireye haber ver gelsin!" dedikten sonra koşarak aşağıya indik. Herkesten önce babamın yanına gittim. 

"Hala yaşadığına inanamıyorum. Nasıl olabilir? Tanrı seni bana bağışladı." diye ona doğru söyledim. O da bana sırıttı. Fakat sırıtması uzun sürmedi. Acıyla yüzünü buruşturdu. Yanıma gelen hemşiremsi varlıklar onu kaldırıp götürdüler. 

"Bayan Anderson, ona ne olmuş öyle?" diye sordum. Her şeyi bilen Bayan Anderson bunu bilmediğini söyledi. Hadi canım, sen onu külahıma anlat. "Sizi kaçıranların işi olmalı. Ama neden böyle bir şey yapsınlar ki?" dedi. 

Kafamı onaylamazcasına sağa sola salladım. Kabullenemedim. Demek bana bunca zamandır bu kadar yakındın baba. Ama ben göremedim.


Vay be 2 sene olmuş bu hikayeyi yazalı... 


Irklar Akademisi (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin