İçeride ki çirkin uçan şeylerin bütün gözleri bana dönmüştü. Gülümsediler. Ney? Gülümsediler mi ? Tanrım ! Bunların hepsi toplanmış üstüme doğru geliyorlardı ! Başımı ellerimin arasına aldım ve gözlerimi kapattım. Tekrar açtığımda tam önümde uçup bana - ne yapıyor bu malak ? - bakışı atıyorlardı.
Bu da bizim çirkin yaratıklarımızın birisi...
Ben onlara, onlar bana bakıyordu. Daha sonra bana burun kıvırıp yine işlerine baktılar. Temizlik mi yapıyorlardı. Hahahahaa. Annemde bu hız olsa acaba bir günde evi kaç defa temizlerdi.
Ben şok. Ben iptal. B-burası m-mezarlık mıydı? Baya da eskiydi. İleriden kükreme gibi hayvanca bir ses geldi. Ney ! Bi saniye kükreme mi dedim ! Çığlık attım normal olarak. Kapıyı açmaya çalıştım. Açılmıyordu. Kapı deliğinden öbür tarafa bakmaya çalıştım. Bir şey görünmüyordu. Her şey bulanıktı. Şimdi fark ettim. Duvarlarda demir parmaklıklı mağara kadar büyük yerler vardı. Korka korka gitmeye çalıştım. Sonra duvara yapıştım. Kafamı hafif yana eğerek gizlice içeri bakmaya çalıştım. Gene çığlık... Çünkü dibimde aniden kırmızı gözlü bir yaratık belirdi. Aramızda sadece demir parmaklık vardı. Şuan o demir parmaklıklar burada olduğu için şükrediyordum. Amaa bir farklılık vardı sanki. Vahşice demire vurması gerekmez mi ? Ya da kükremesi. Bunla sadece saf saf bakışıyorduk. Sonra ses geldi. Fazla sert sesli biriydi. " Öyle bakacağına bir şeyler söylesene ! " dedi. Fakat kim dedi ? Arkama, önüme, sağıma, soluma baktım. Hiç insan yoktu. Ya da konuşabilecek bir yaratık... " Tanrım! Senin bu kadar aptal olacağını sanmıyordum. Ama görüyorum ki aptalmışsın! " oha ! Çüş! Benle konuşan o kırmızı gözlü yaratık mıydı ? Ağzımdan ' vay canına' diye kelime çıktı istemsiz olarak.
&&&&&&&&&
Biz baya canavarla kanki olmuştuk. " Buraya gelmemize neden izin vermiyorlar? Neden yasaklı bölge diyorlar ? " diye sordum. O da " Bizi gören insani varlıkların bizim onlara saldıracağımız düşüncesiyle bize saldırırlardı. Bizde kendimizi korumak için bazı yollara başvururduk. Bu şekilde iki taraf zararlı çıkardı... " diyerek detaylı bir şekilde anlattı. Sonuna kadar haklıydı. Ama benim buradan çıkmam lazımdı. Eğitimlerde uyumak istemiyordum. Bende " Bak, benim burdan çıkmam lazım. Yarın eğitim yapacağız. Eğitimde uyumak istemiyorum. Şimdi gidip uyumam lazım. Zaten ben buraya gelmeden önce revirdan çıkmıştım. Tamam mı ? " dedim. O üzülmüş gibiydi. Sanırım burada onunla konuşacak biri yoktu. Onun için üzülmüştüm. İçim burkuldu da denebilir. " Burada ne olduğuna dair en yakınına bile bahsetme. Şimdi dışarı çıktığında gözlerine büyük bir şok geçirmiş ifadesi koy ve koşarak kaç. Beni de ara sıra ziyaret et " dedi. Burukca gülümsedi. Bende onun burnunu okşadım. ' Elbette geleceğim ' diyerek ona mırıldandım. Şimdi sıra burdan çıkıp, vampirleri geçmek vardı. Bakalım yapabilecekmiydim...Bir bölüm sonu daha.. Kızımız acaba kaçabilecek mi ?? Merak konusu ;-)
Şimdi bir konu hakkında konuşacağım. Başka yazarların kitaplarına bakıyorum. Benden daha az okumalı biri daha çok yorum alıyor. Peki neden yorum yapmıyorsunuz? Bölüm ve kitap hakkında düşüncelerinizi belirtebilirsiniz. Gelecek olayları, neler olacağı... En azından yoruma yb yazın be... Yazarınız size guveniyor. Hadi bakalım. Ha bu arada en uzun bölümümü yazdım.
Tam tamina 453 kelime ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Irklar Akademisi (Askıda)
FantasiHer zaman her yerde elementler kullananlar,vampirler,periler,cadılar... Ve bir çok şeyin akademisini okudunuz. Peki ya bunların hepsi bir araya gelip aynı okulda okursa ne olur ?? Belinda büyülü dünyalardan habersiz, normal bir insan gibi yaşıyor...