Asiye
Yemyeşil ağaçların gökyüzüne ulaşan boyları arasında küçücük kalmıştım. Ormandaydım, en sevdiğim yer ormandı benim. O kadar güzeldi ki. Hissettiğim çimenler ile ayaklarıma bakmıştım. Ayaklarım yalındı, nasıl gelmiştim, neden gelmiştim bilmiyordum ama çok güzeldi burası. Biraz ilerledim ve karşımda kocaman bir lale bahçesi belirdi hemde sarı laleler.
Hayranlıkla lalelere dokunmaya başlamıştım çok güzellerdi. Arkamdan gelen ayak sesleri ile arkamı dönmüştüm. Dönmem ile gördüğüm yüzler ile kocaman gülmüştüm."baba, anne"
"Asiye'm"
"asi kızım benim"
İkisinin de boyunlarına sarılmıştım. O kadar çok özlemiştim ki.
Geri çekildiğimde annem bir yanağımı babam bir yanağımı okşuyordu."sizi çok özledim"
"bizde seni, abini, ömeri, emeli hepinizi çok özledik"
"sahi onlar neredeler"
"onlar gelmediler kızım, senin de gitmen gerek zaten"
"ama neden daha size doyamadım ki ben"
Istemsiz dolan gözlerimle hüzünle bakıyordum. Annem iki elimi tutup kendine çevirmişti.
"Asiye'm seni kalırsan burada abin, ömer ve emel perişan olur. Onlar buna dayanamaz. Sen daha çok küçüksün annem. Hem o da dayanamaz, çok seviyor seni"
Annemin sözleri ile ağlamaya başlamıştım bile, o derken kimi dediğini başta anlayamasam da sonradan idrak etmiştim.
"bizimle tanışmaya geldiği gün baban epey kıskandı seni"
Dudaklarımdan kaçan kıkırtıya engel olmamıştım. Gülümseyerek babama çevirmiştim bakışlarımı.
"ne var o yeşil gözlü oğlanın kızımın kalbini çalmasını kıskanmam çok normal değil mi"
Kıkırtım artık kahkahaya dönüşmüştü. Kollarımı babamın boynuna sarmış sıkı sıkı sarılmıştım.
"canım babam, sen hep benim kahramanım hep ilk aşkım kalacaksın"
Babam anlımdan öpmüş ve sonra kocamam gülüşü ile bana bakmıştı.
"Asiye'm, asi kızım benim. Şunu asla unutma ben seninle hep gurur duyuyorum. Hayatının sonuna kadar ne yaparsan yap ben hiç bir zaman senden utanmam. Omuzların hep dik yürü emi kızım"
Gözyaşlarım ardı ardına akıyordu artık. Babamın bana parlayan gözleri ile bakması yetmişti zaten dik durmam için.
"hadi güzel kızım, git abinleri daha fazla bekletme"
"doruğu da bekletme annem, o seni çok seviyor"
"bari yanımda yapma be hatice"
"ne yapalım veli kızımız büyüdü artık, kabullenmelisin"
Annemle babamın tatlı atışmalarına gülümseyip göz yaşlarımı silip onlara el sallamıştım.
Derin bir nefes alarak sıçramıştım. Gözlerimi açtığımda bir kaç saniye nerede olduğumu anlamaya çalışmıştım. Elime baktığımda serum oldğunu görmüştüm. Hastahanede miydim yani, iyi de nasıl gelmiştim buraya. Sağ tarafıma döndüğümde yüzü bana dönük bir şekilde uyuyan Doruk görmeyi beklemiyordum. Bakışlarımı ondan çekip odaya biraz daha baktığımda çaprazımızda kalan ikili koltukta vücudunu sığdıramayıp iki büklüm uyuyan ömeri görmek de şaşırmıştı. 'allah aşkına neler oluyor burada. Ömer odada yanımda uyuyan Doruk ve buna kimse bir şey dememiş mi'
Bakışlarım tekrar doruğu bulduğunda sorgulamak yerine anın tadını çıkarmaya karar verdim.
Elim ile yavaş ve narin hareketler ile doruğun yanağını okşamıştım. Bir kaç saniye sonra dokunuşum ile yüzünü çekmiş ve yavaşca gözlerini aralamıştı. Gözleri gözlerime değdiğinde kocaman gülmüştü bende onun bu haline gülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌼AsDor🌷
FanfictionAsiye ve Doruk, hayal olacak kadar güzel bir hikayeniz varken, hayal olarak kalmaması gereken yaşanması gereken anılarınız olmalı diye düşündüm. Belki şu kırık kalemimle size güzel şeyler yaşatabiliriz. Sarı lalelere aşkla bakan kız ve onun aşk dolu...