Hüzünlerim, acılarım, kırgınlıklarım o kadar çoktu ki. En çokta bizi birbirlerine kavuşamayan ama birbirleri olmadan bir hiç olan gece ile gündüz kadar imkansız yapan bu hayata kızgındım.
Tam beş yıl olmuştu. O gideli, benim ondan gitmek zorunda kaldığı günden bu yana tam 1825 gün olmuştu.
Mesela o günden beri asla yuvamız olan o sahile gidememiştim. O yokken anlamsızdı çünkü. O yokken orada olmak güven vermiyordu aksine korkutuyordu beni.
Zaman hızla geçiyordu. Hepimiz büyümüştük, farklı yerlere farklı yaşamlara kulaç atıyorduk ama benim bir tarafım hep eksikti hep o 17 yaşında boyundan büyük yükler taşıyan küçük kızda kalmıştı. Aşamıyordum bunu. O kadar çok sevdiğimi kaybettiğimde anlamıştım. Zaten insan elindekini hep kaybedince anlardı demi.
Annemle babamı toprağa verdiğimde zorlandığım kadar zorlanmıştım onun gidişini kabullenmeye çalıştığımda.
Gerçi gitmeseydi sürekli görseydim onu daha mı kötü olurdu onu da bilmiyordum ki.Elimdeki poşetin çıkardığı ses ile düşüncelerimden sıyrılmıştım. Kafamı kaldırdığımda eve geldiğimi fark etmiştim. Anahtarla kapıyı açıp içeri girdiğimde abim de tam çıkmak üzereydi. Beni görünce hemen yanağıma öpücük bırakıp çıkmıştı.
Abim, melisa ile sınava hazırlanıp işletme kazanmıştı. Sonra da mazlum abi ile para biriktirip mezun olur olmaz bir büfe açıp işletmişlerdi. Abimin hayalleri vardı büyütecekdi ve büyüdükçe kazancını kimsesiz çocuklara yardım yapacaktı.
İçeri girdiğinde emel saçlarını örüp hazırlanıyordu. Benim akıllı bıdığım büyümüş ve şimdi 12 yaşındaydı.
Ömer de üzerini düzeltip ayndan kendisine bakıp saçını düzeltiyordu.
O mu?
Annemle babama verdiği sözü tutarak tıp fakültesini kazanmıştı. Şimdi 5.sınıftaydı ve çok zorlanıyordu. Ama asla pes etmiyordu. Eh kimin ikiziydi.🌼🌹
"Asiye hocam size bahsettiğim yeni beden eğitimi hocamız geldi"
Müdür beyin sesi ile arkamı dönüp ona bakmıştım. Ama müdür bey değilde başka yere takıldı gözlerim.
Karşımda gördüğüm gözler ile olduğum yerde kalakalmıştım. Hasret kaldığım yeşil hareler karşımda duruyordu. Ama hatırladığım gibi değildi. Yorgundu, düzdü, bir şeyler eksikti bakışlarında.
"yeni beden eğitimi hocamız Doruk Atakul"
"Doruk hocam bu da bizim en gözde edebiyat hocamız Asiye Eren"
Müdür bey bize sanki hiç birbirmizi tanımıyormuşcasına tanıtırken ikimiz de gözlerimiz ile sanki olanlara anlam vermeyip nerede olduğumuzu ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk.
Bugün günümdeyim sanırm.
Gelecek olan bölümden kısa iki sahne paylaşmak istedim.
Bakalım bakalım neler olacak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌼AsDor🌷
FanfictionAsiye ve Doruk, hayal olacak kadar güzel bir hikayeniz varken, hayal olarak kalmaması gereken yaşanması gereken anılarınız olmalı diye düşündüm. Belki şu kırık kalemimle size güzel şeyler yaşatabiliriz. Sarı lalelere aşkla bakan kız ve onun aşk dolu...