Asiye
Girdiğim havaalanı o kadar büyüktü ki etrafımda yüzlerce insan sürekli çalan anonslar kafamı karıştırıyordu. Ama benim tek görmek istediğim o yeşil harelerdi.
Etrafımda kaç tur dönmüştüm hiç bilmiyordum. Gözyaşlarım desen ne zaman akmaya başlamıştı bilmiyordum. Ya da ilk duyduğum andan beri akıyorlar mıydı zaten. Elimle gözümün önüne gelen saçlarımı geriye attığımda gözüm gözüne değmişti. Emin olmak için dikkatle baktığımda oydu işte. Yeşil hareleri ile durmuş bana bakıyordu.
'allahım çok şükür kaçırmadım' derin bir nefes alıp hızla koşmuştum. O da olduğu yerde bana doğru adımlarını hızlandırmıştı. Ortada buluştuğumuzda kollarımı boynuna dolamıştım, o da belimi sıkıca kavramıştı.
Birbirimizden ayrıldığımızda ellerimle yüzünü tutmuştum."sana yetişemeyeceğim diye ödüm koptu."
O ise hiç bir şey söylememişti. Gözleri kıpkırmızıydı, göz kapakları da şişmişti. Şuan bile dolu olan gözleri ile bana bakıyordu.
"neden gidiyorsun Doruk. Gitmek zorunda değilsin"
Yine konuşmamıştı ama bu sefer kafasını olumsuz anlamda sallamıştı. Ellerimi yüzünden indirip konuşmama devam ettim.
"o gün söylediklerim, sadece senden uzaklaşabilmem içindi. Yoksa seni sevmediğimi bir an bile düşünme lütfen."
Bu sefer o elleri ile yüzümü avuçlamıştı.
"biliyorum güzelim, ama ben onun için gitmiyorum. Ama yine de gitmem gerekli"
Gözyaşlarım yine yerlerinde duramayıp akmaya başlamışım. Hayır gidemezdi bunu kabul edemezdim. Kafamı hayır anlamında sallıyordum bir yandan da onu ikna etmeye çalışıyordum.
"hayır Doruk gitmen gerekmez, lütfen gitme. Sende annemle babam gibi bırakma beni lütfen"
Bu sefer Doruk da ağlamaya başlamıştı. Baş parmağı ile gözyaşlarımı siliyordu ama o sildikçe yenileri akıyordu. Ben onu ikna etmeye, daha doğrusu kendimi ikna etmeye çalışırken bir anda dudağımda bir baskı hissetmiştim. Doruk beni öpmüştü. Hareket etmiyordu sadece masum küçük bir öpücüktü. Beni susturmak içindi muhtemelen. Ama ne için olursa olsun sevdiğim adamdan gelen ilk öpücüğümdü.
Geri çekildiğinde anlıma da bir öpücük bırakıp anlıma anlını yaslayıp konuşmuştu."eğer şu bizi birbirimize imkansız yapan düzene, dönen şu iğrenç çarka rağmen bir gün karşılaşırsak yeniden. Bil ki biz birbirimizin alın yazısı olmuşuz sevgilim. Ama şuan sana elvada demek zorundayım. Tabi ki şimdilik"
Ben kurduğu cümleler ile hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Çok hızlı bir şekilde ellerini çekip koşarak gitmeye başlamıştı. Beni de arkasında koca bir enkaz gibi bırakmıştı. Gerçi o da koca bir enkazdı ya tıpkı benim gibi.
Sıçrayarak uyanmıştım. Yine mi aynı rüyayı görmüştüm. Gerçi buna rüya değil kabus denirdi. 5 yıl evvel yaşadığım o kötü anıyı o günden beri her gece rüyamda görürdüm. Bir kız için ilk öpücüğünü almak, onu haturlamak mutluluk vermesi gerekirken ben hatırladıkça kalbim sıkışıyordu. Çünkü ilk öpücüğümü aldığım gün sevdiğim adamı son gördüğüm gündü.
Yattığım yerden kalkıp baş ucumdaki telefona bakmıştım. Saat 7 ye on vardı. Yatağımdan kalkıp yorganı düzeltip yan yatakta yatan emelimin saçlarından öpmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌼AsDor🌷
FanfictionAsiye ve Doruk, hayal olacak kadar güzel bir hikayeniz varken, hayal olarak kalmaması gereken yaşanması gereken anılarınız olmalı diye düşündüm. Belki şu kırık kalemimle size güzel şeyler yaşatabiliriz. Sarı lalelere aşkla bakan kız ve onun aşk dolu...