Çok çook çok özür dilerim bölüm geç geldi çünkü bazı problemlerim vardı. Kendimi biraz olsun iyi hissettiğimde yazacağımı söylemiştim. Ve işte yeni bölüm geldii :D Neyse iyi okumalaar :* <3
#Ayazın Ağzından#
Doktorun söylediği hastaneye nasıl bir hızla geldim bilmiyorum. Herşey çok ani gelişti. Koridorda ağlayan Burcu hızla yanıma gelip onun öldüğünü söyledi sonra sonra..
"Ayaz beey" gözlerimi aniden açmam ile Filiz hanımla karşılaşmam bir oldu. Gördüğüm şeyin kabus olduğunu idrak edince kahkaha atmaya başladım. Filiz hanım bana dans eden filmişim gibi bakarken hızla oturduğum yerden kalktım ve teknenin lavabosuna yöneldim.
#Öykünün Ağzından#
Derin nefesler alarak arabadan indim. Karşıdan gelen arabayı son anda farketmem ile arabayı sola kırmıştım ve hasar almadan kurtulmuştum. Telefonumu çıkarıp bitmek üzere olan şarjına ağır bir küfür savurdum. Hızla rehberden burcunun numarasını bulup arama tuşuna bastım. Neyseki bekletmeden telefonu direkt açmıştı.
"Alo Burcu?" dedim akmak için direnen gözyaşlarımı ellerim ile savuştururken. Gelen endişeli cevap üzerine sesimden ne kadar kötü durumda olduğumu anlamış oldum ve boğazımı temizledim.
"Öykü?İyi misin canım benim. Bir sorun mu var sesin niye öyle geliyor?"
"İyiyim Burcu. Kaza yapmak üzereyken bir uçurumdan yuvarlandım. Şu an bir hasar yok bende ama araba büyük hasar almış. Mesaj attığım yere gelir misin?
.............
Yaklaşık 20 dakikanın sonunda yuvarlandığım tepenin başında Burcu'nun kırmızı mini cooperi göründü. burcu arabayı durdurur durdurmaz hızlı adımlar ile tepeden aşşağı yanıma geldi ve boynuma atladı.
"İyisin değil mi? Ah canım benim ya hemen yukarı çıkalım hastaneye gitmek lazım-" sözlerini makinalı tüfek misali hızla söyleyen burcuya "Burcu iyiyim dedim ya hastaneye gerek yok. Eve gidelim. Lütfen" dedim. O ise bana onaylamaz bakışlar atıp yukarı çıkmama yardım etti.
Eve geldiğimizde Burcu son kez iyi olduğuma emin olduktan sonra işleri olduğunu söyleyip giitti. Bende üzerime siyah bir tayt ve sarı kısa kollu bir bluz geçirip mutfağa gittim ve kendime bir kahve yaptım. Odamızın yanında bulunan büyük kitaplıktan bir kitap alıp oturma odasındaki L koltuğa oturup kitap okumaya başladım. Kaç saattir o haldeydim bilmiyorum ama uyandığımda oturma odasındaki küçük pencereden içeriye ayın ürpertici ışığı bir gölge misali vuruyordu. İçerinin karanlığında hala elimde olan kitabı yan tarafta bulunan sehpaya koydum ve ayağa kalktım. Lavobaya gidip yüzümü kendime gelmek için soğuk su ile buluşturdum. Her ne kadar o kadınla Ayaz'ı kafamdan def etmek istesemde düşüncelerimden içeriye sızmayı her halukarda başarıyorlardı. Gün boyunca gözümden akmak için direnen göz yaşlarımı artık dayanamayarak özgürlüğüne kavuşturdum. Bir yandan herşeyi yakıp yıkmak, öte yandan bir köşeye sinip sessizce ağlamak istiyordum. Ama ben fevri bir insan değildim. Bu yüzden işin doğrusunu öğrenmeden büyük işlere kalkışmak istemiyordum.
Boş koridorda telefonumun melodisi yankılanırken adımlarımı yatak odasına doğru yönlendirdim. Dolabıma ilerleyip siyah göğüs ve sırt dekolteli mini bir elbiseyi üzerime giydim. Kırmızı bir ruju dudaklarıma değdirip göz kalemi,rimel ve eyeliner üçlüsü ile gözlerime hacim verdm. Saatlerdir toplu olan saçlarımı açıp salık bıraktım. Son olarak da ayağıma siyah platformlarımı giyip küçük siyah bir çanatyı elime aldım. Hala çalmakta olan telefonumu sessiz moduna getirdim. Bu gün benim doğum günümdü. Bu gün istediğim herşeyi yapabilme günüm!
Burcunun Ağzından....
Öykü'nün doğum günü partisi için kapattığımız barın tüm hazırlıkları tamamlanmıştı. Parti başlamış tüm davetliler gelmişti. Öykü' nün numarasını telefonumda bulup telefı-onu kulağıma götürdüm.Fakat hanım efendi neredeyse 30 çağrıma da cevap vermedi. Topluca Öykü'yü beklerken barın kapısı açıldı ve içeriye Öykü girdi!
Öykü'nün Ağzından....
Bu gün istediğimi yapma günümdü! Bu sebeple evden çıkıp bir taksi çağırdım ve bu civarda bildiğim tek barın ismini verdim. Taksi istediğim yere geldiğinde ücreti ödeyip ışıltılar ile URAS BAR yazan yere doğru ilerledim. Barın girişindeki kapıyı açtığımda gördüğüm manzara ile gözlerim kocaman açıldı. Barın neredeyse tamamını kaplayan İyiki Doğdun Öykü yazısı ve ortada bulunan kocaman masada bir o kadar kocaman bir pasta, etrafında ise birçok arkadaş, Burcu, Emre, annem, İlker, Sibel vardı. Gözlerim ile aradığım kişiyi göremediğimde yumruklarımı sıktım. Onu düşünme Öykü! Onu düşünme!
"İyi ki doğdun Öyküüüü" dediler hep bir ağızdan. Ben ise hala şaşkınlığımın geçmesini bekliyordum. Ah birde Ayaz'a olan kızgınlığımın..
"Teşekkür ederim" diyerek neredeyse herkese sarıldım. Biraz zaman sonra herkes kendi halinde takılmaya başlayıp üzerimden ilgilerini çektiklerinde Emre ile kırmızı- siyah deri koltuklarda oturan arkadaşım Burcu'nun yanına ilerledim. "Burcu?" dedim gülümsemeye çalışırken. Burcu Emre'nin kulağına birşeyler fısıldayıp yanıma geldi ve barın çıkışına doğru yürümeye başladık. Barın çıkışına geldiğimizde gözyaşlarımı serbest bıraktım ve kollarımı Burcu'nun beline doladım. Birkaç dakika öylece durduktan sonra Burcu'nunda ağlamaya başladığını fark ettim ve geri çekldim. "Burcu ne oldu?" "Ay ne biliyim kızım ya sen ağlıyorsun ya bende kendimi tutamadım" dedi ve derin bir nefes aldı. Ben ise onun bu haline kıkırdayıp gülerken bir anda buraya doğru gelen yüz ile gülüşüm yüzümde dondu. Bu kadın Ayaz'ın yanındaki Filiz'di. Bize doğru ilerlerken yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Burcu da sanki o kadını tanıyor gibi gülümsedi. Filiz yanımıza geldiğinde Burcu ile selamlaştılar. Kesinlikle tanışıyorlardı!
Filiz bana doğru şaşkın bakışlar attı ve "Siz Öykü hanım değil misiniz? Ayaz beyin karısı?" dedi. Ben ise
"Evet" demekle yetindim. Filiz "Senin Ayazın yanında olman gerekmiyor mu? O kadar tekne hazırladık doğum günün iin." dedi. Dedikleri ile ağzım O şeklini alırken Burcu Filizin kulağına birşeyler fısıldadı. Filiz mahcup bir ifade ile Burcu'ya bakıp "Söylememem mi gerekiyordu?" diye fısıldadı. Olayı çözmek adına "Hey neler olduğunu bana da anlatmayı düşünüyor musunuz?" dediğimde ikisi de kafalarını salladılar.
Ayazın Ağzından....
Teknede herşey hazır yalnızca Öykünün gelmesini bekliyordum ki tekne kapısının çalınması ile olduğum yerde kaldım. Öykü tüm muhteşemliği ile bana gülümsüyordu. İyi de planda bana kızgın olması gerekmiyor muydu?
..................
SİZİ SEVİYORUUM.... :**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavimsi Hayaller
Novela JuvenilOnlar karanlığın gölgesiyken birlikte mavi oldular. Kalpleri ile HAYALLER kurup hayal etmeyi öğrendiler. Gerçek aşk nedir bilmezken bir anda aşkın içinde buldular kendilerini. Siyaha yer yoktu onların hikayesinde çünkü onların Mavimsi Hayalleri vard...