Öykünün Ağzından.....
"Öykü hadi" diye seslenen Ayaz'a gözlerimi devirip son kez yatağın karşısındaki boy aynasından kendimi süzüdüm. Siyah straplez mini elbise vücut hatlarımı ortaya çıkarmış ve hoş bir görünüm yaratmıştı. Gözlerime ince bir eyeliner çekmiş dudaklarımı renksiz bir parlatıcı ile şekillendirmiştim. Saçlarımı ise düzleştirip omuzlarımdan düşmesine izin vermiştim. İşte hazırdım. Ayaz'ın aşşağıdan tekrar sabırsızca bağırması ile
"Of geldik" dedim. Merdivenlerden giydiğim siyah ince topuklu ayakkabılar ile düşmeme mücadelesi verirken Ayaz'ın ıslık sesi odayı doldurdu. Gözlerimi yerden çekip hayran olduğum gözlere odaklandım. Ayaz gözlerini gözlerimden çekmeden yanıma geldi ve ellerimizi birbirine kenetleyip elime ufak bir öpücük kondurdu "Her zamanki gibi olmuşsun yani çok çok fazla güzel" dedi. Dediklerine gülümseyip sevdiğim adamı baştan sona süzdüm. Giydiği beyaz gömlek üzerine yapışmıştı ve üstten iki düğmesi açıktı. Altına ise siyah bir pantolon giymiş nefes kesen bir kombin yapmıştı. Ellerimizi birbirinden ayırıp kollarımı boynuna doladım. Ayaz ise saniyesinde ellerini belime yerleştirdi. Kafamı o çok sevdiğim boynuna gömüp derin bir nefes çektim içime. Geri çekildiğimde ellerimizi yeniden kenetleyip gülümsedim. Ayaz'da benden farksız sayılmazdı. Hayat günlerdir masal gibi geçiyordu. Oğlum , kızım ve sevdiğim adam yanımdaydı. Daha ne istiyebilirdim ki. Tek dileğim bu huzurumuzun asla bozulmamasıydı.
Şu an ise Mete ve Erva'nın düğününe gidiyorduk. Daha 2 sene önce Mete'yi seviyorken şu an aşkından öldüğüm adamla Mete'nin düğününe gidiyordum. Hayat çok fazla garip ve sürprizler ile doluydu.
Düğün salonuna geldiğimizde Ayaz ile içeri girdik. Düğün kır düğünü olacaktı fakat yağmurun yağması üzerine herşey içeriye yeniden organize edilmişti. Masada Emre ve karnı burnunda Burcu'yu gördüğümde gülümsedim ve yönümü o tarafa yönlendirdim. Nerdeyse 2 ay sonra Burcu'nunda bir oğlu olacaktı.
Burcu ve Emre ile sarılıp masaya oturduk. Çocuklar'I Esra hanıma bırakmıştık. Bu yüzden içim oldukça rahattı.
Sonunda Mete ve Amerika'da tanıştığı biraz sonra karısı olacak kadın Erva salondan içeri girdiler. Büyük bir alkış tufanı salonu inletirken bütün herkesin gözlerinin içi gülüyordu. Nikah masasındaki işlemlerde bittiğinde nikah memuru Erva'ya evlilik cüzdanını verdi. Salonda bir şarkı rüzgarı eserken herkes teker teker dans etmeye kalkmıştı. Ayaz ellerini ellerimin arasına alıp sahneye götürdü beni.
Ellerimi boynuna sarıp kafamı boynuna gömdüm. O da ellerini belime birdaha bırakmak istemiyorcasına sardı.
Dualar eder insan,
Mutlu bir ömür için.
Sen varsan her yer huzur,
Huzurla yanar içim.Çok şükür, bin şükür, seni bana verene.
Yazmasın tek günümü sensiz kadereElleimiz bir gönüllerimiz bir
Ne dağlar,denizler engeldir sevene
Bu şarkı kalbimin tek sahibine,
Ömürlük yarime, gönül eşime.
Bahar sensin bana, gülüşün cennet,
Melekler nur saçmış aşkım yüzüne.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavimsi Hayaller
Roman pour AdolescentsOnlar karanlığın gölgesiyken birlikte mavi oldular. Kalpleri ile HAYALLER kurup hayal etmeyi öğrendiler. Gerçek aşk nedir bilmezken bir anda aşkın içinde buldular kendilerini. Siyaha yer yoktu onların hikayesinde çünkü onların Mavimsi Hayalleri vard...